Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki artık kimsenin kimseye itimadı
kalmamış, kimse kimseye acımıyor, kimse kimseye güvenmiyor diye düşünüyorum.
Ne yazık ki gördüklerimiz ve yaşadıklarımız bir hayat
tecrübesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kaçınılmaz oldu bu acı ve kederler ile
birlikte hayata tutunmak, fakat nedendir bilinmez ama bir an gelir de
dayanamaz, patlayıverir adeta bir yanardağı misali, bizimki de onun hikâyesi…
Derler ya mümin müminin aynasıdır. Müminler kardeştir. Makamı biraz daha indirelim hatta Müslümanlar
kardeştir. Eğer bir Müslüman bana yardım edin dediğinde, onun bu çağrısını
duyup ta imkân dâhilin de yardım etmeyen kişiler Müslümanlık çizgisinden dışarı
çıkmış olur. Bu gibi sözler hem kutsal kitapta yer almış ve hem de sünneti
Resulullah’ta kayda geçmiştir.
Şimdi bir hatırlatma yapalım. Eğer ki bizler kardeş isek
peki bu öldürülenler ve ölenler kim, onlar kardeş değil mi veya en azından
Müslüman değiller mi? Daha doğrusu insan değiller mi?
Tekbir nidalarıyla meydana çıkan ah şu insanlar! Sizlerin
din mi derdiniz var yoksa kin mi derdiniz var çözemedik bu davayı. İslam sadece
kelimelerle oynanan pazıl haline geldi. Nerede kaldı Hz. Muhammed’in (s.a.a)
nidası ey Müslümanlar diye! Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Onu incitmez,
üzmez. Bir kimse bir Müslüman’ın ayıbını, kusurunu örterse, Allah Teâlâ,
kıyamette onun ayıplarını, kabahatlerini örter. Bu gibi nice hadislerin acaba
muhatabı biz Müslümanlar değil miyiz?
Peki, ne oluyor da sorun sadece sorunları dile getirmekte kalıyor.
Bir türlü sonuç alınamıyor. Âcizane akla gelen o zaman bizim İslam anlayışımız
da sorun var demektir. Zira İslam evrensel din olup, ideal yaşam biçimi olduğu
aklı salim kişiler tarafından açıkça bilinip kabul görmektedir. Kısacası
teorideki İslam anlayışı karşısında birde pratikte bir İslam anlayışıyla karşı
karşıyayız. Anlaşılan o ki insanların İslam’dan bahsettikleri zaman
kullandıkları teoriden öte bir şey değil. Fakat pratikte olan İslam tamamen
özveri ve fedakârlığa bağlı olduğu için insanlara bunu yaşamak ağır geliyor
zannımca.
Kendi asrımızdan söz
ediyorum Filistin’den, Bahreyn’den, Iraktan, Pakistan’dan, Şamdan ve daha
niceleri ve buralarda yaşayan Müslüman topluluklardan, her şeyden önce bu
insanlar tevhit kelimesini ikrar etmiyorlar mı? Kısaca la ilahe illallah
söylemiyorlar mı, Muhammed Resulullah söylemiyorlar mı, biz buna bakmalıyız
sonrası zaten gelecektir. Dinin emirlerinden biri, birlik olun, dirlik olun,
birlikten kuvvet doğar sloganları kalplerimize yazılmışken, ne oldu da sadece
söylemlerde kaldı. Bu ülkelerde yaşayanların Müslüman olmadığı iddia edilebilir
mi? Elbette bu düşünülemez böyle düşünen bir insan mutlaka garaz sahibi biridir.
O zaman teorideki İslam anlayışını kenara bırakıp pratikteki
İslam’ı ön plana çıkarma zamanı geldi de geçti. En azından zamanın hilelerine
karşı uyanık olup Müslümanların kanının dökülmesine engel olmalıyız. Belki buna fiili olarak güç sağlamak bizim
için mümkün olmayabilir fakat Hz. Muhammed’in (s.a.a) sözüyle hareket ederek
bir nebzede olsa onlara olan yakınlığımızı dile getirebiliriz.
O Hazret buyuruyor ki: Mümin insanın silahı duadır. Duayla
yapılmayacak hiçbir iş yoktur. En azından onlar hakkında dua edebiliriz.
Özelikle ki rahmet ayları içerisinde bulunmaktayız. Rabbimizin kendi emriyle
çağırın beni icabet edeyim diye buyurmaktadır. Peki, biz hala neyi bekliyoruz.
Neden ellerimiz ibadetlerde bütün Müslümanlar için göklere doğru uzanmasın.
Bundan daha iyi fırsat olabilir mi, Hz. Peygamberimiz (s.a.a) buyuruyor mümin
kişinin farz amellerinden sonra yapacağı en hayırlı iş Müslümanlara yardım
etmesidir. Bizde bu konuda Allahın bize bahşettiği bu mübarek ayı
değerlendirerek bütün Müslümanların bu zor sınavlarında onlara dualarımızla
destek olmamız gerekmektedir. Kiminin duası kiminin ise parası ve gücü diye
düşünülmektedir. En azından yarın inanmış olduğumuz kıyamette anlımız ak,
vicdanımız rahat bir şekilde rabbimizin huzuruna varacağız. Böyle olmadığı takdirde
Müslüman’ın Müslüman üzerinde ki haklardan biri olan basit bir fiilden bile
mahrum kalmış oluyoruz. O zamanda elbette verdiği nimetlerden dolayı hesap
soracağı gün cevabımız ne olacak hiç düşündük mü?
Selam ve Dua ile..
Yazarın Diğer Yazıları
______________________________________________________
______________________________________________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder