8 Eylül 2012 Cumartesi

Hak Çamur Tutmaz


Bu günlerde birçok gazete ve Tv’de yer alan “İran Ajanları Yakalandı” haberi, mide bulandırıcı türden yazılar ve tahriklerle pazarlanmaya başlandı.
Uluslar arası ilişkilerde ajan aksiyonları her zaman var olmuştur. Her ülke, bir başka ülkede bu tür faaliyetlerde bulunuyor ve bu herkesin bildiği bir konudur. Hatta sinema filmlerinin önemli bir bölümünü özellikle soğuk savaş döneminde bu tür filmler teşkil etmektedir. Haber doğru olabilir ya da yalan çıkabilir buna benzer birçok olayda olduğu gibi.
Nice insanlar casus, şikeci, örgütçü olarak tutuklanmış bir müddet sonra pardon bile denilmeden serbest bırakılmıştır.
Ancak adli bir olay üzerinden hareketle, bir inanç grubunu töhmet ve zan altında bırakmak, bir inanç ve etnik gruba karşı diğer kesimlerde kin ve nefret uyandırmak aşağılık suçlardan birisidir. Bu suç medya veya entel ve aydın olarak tanınan birileri tarafından yapılıyorsa burada bireysel bir bağnazlık ve cehaletten öte sistematik bir oyunun olduğu da açıkça görülmektedir.
Öncelikle söz konusu haberin aktarılma biçimidir.
Öteden beri Caferi düşmanlığı ile tanınan malum çevreler tarafından bu tür haberlerin yapılıyor olması, haberin doğruluk derecesini de düşündürmekte ve Malum çevrelerin bağnaz tutumlarının ortaya koyduğu bir oyun olma ihtimalini de güçlendirmektedir.
Anayasamızda tüm inanç mensuplarının bireysel ve toplumsal haklarının garanti altına alındığı bilinmekte olup, inancından dolayı kimseye suçlu muamelesi yapılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Buna rağmen birçok basın ve yayın kuruluşu ve bazı sözde yazarlar habere bir ek yaparak “ Genelde Caferiler” ibaresini kullanmak suretiyle topyekün bir inanç mensuplarını suçlu göstermek ve diğer vatandaşları kin ve nefrete teşvik etmektedir.
Sormak lazım, “askeri casusluk” suçlamasıyla tutuklananların durumu ne oldu acaba? Serbest bırakılınca özür dilendi mi? Yargılananların mezhebi neydi acaba? Sordunuz mu?
Sormak tabi ki ayıptır bunu anayasa ve insan vicdanı yasaklıyor zaten.
Peki orada mezhep sorgusu yapmadınız da burada neden böyle bir cümle kullanarak mezhep vurgusu yapıyorsunuz? Yoksa okyanus ötesi ve İsrail böyle mi istedi sizden? O halde ki yakalananların arasında bir tane Caferi bile yoktur buna rağmen nasıl Caferileri itham altında bırakacak haberler yapılıyor?
Iğdır Ehlibeyt alimleri tüm camiayı temsilen konuya ilişkin tepkisini ortaya koydu.
Iğdır Ehlibeyt alimleri derneği başkanı çıkan haberlere tepkisini şöyle dile getirmiş:
“Gazetelerde yazılanlar bir iftiradır. Atılan iftiralara karşı bunun en büyük örneği yakalanan insanların bizler için büyük delil ve şahittir. Yakalananların ikisi İran'lı diğerleri ise Sünni, Hanefi ve Şafi mezheplerine mensup olan insanlardır. İçlerinde tek bir Caferi mezhebine mensup kimse yoktur. Bu asılsız haber bizleri rahatsız etmiştir.”          
Ehlibeyt alimlerinden Kurban Ulusöz'de
“Caferi Mezhebine mensup olan hoca olarak bu konunun üzerinde olacağız. Casusluk yapan subaylar yakalandı dediler. Neden bunların mezheplerini vermediler. Iğdır'da yakalanan Sünni mezhebine, Şafi ve Hanefi  mezhebine mensup olanları Caferi diye gösterdiler. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Yetkililere ve gereken mercilere şikâyetlerimizi bildireceğiz. Yakalananlar belli, nerelere hangi mezhebe mensup, hangi örgütle bağlantılı oldukları belli, bu haber saptırılmış ve bölgede bir kardeş çatışması yaratılmak istenilmektedir. Hiçbir Caferi mezhebine mensup kişinin terör örgütüyle bağlantısı olamaz.” şeklinde konuştu
Bağnaz mutaassıp ve kime hizmet ettiği belli olmayan sözde aydın geçinen malum köşe yazarına ne demeli?
İran ile ticaret yapanları bile “ajan” olarak nitelemekten geri durmayan bu zat, ülke için barış arzusunda olabilir mi?
Ülke dışında okuyanların veya başka ülkelerle ticaret yapanların hepsi “ajan” mı oluyor? Yoksa bu sadece Caferiler için mi geçerli?
Bir insan, hele okumuş biri bu kadar gözü dönmüş olabilir mi? Halk bunlara güvenmiş olsa ya da devlet yönetimi bunların göstermiş olduğu istikamette hareket etmiş olsa hiç kuşkunuz olmasın ki dünya kan gölüne dönerdi.
Şükür ki devleti yönetenler akıllı insanlardır. Ve şükür ki toplum medya konusunda seçicidir. Yalan ve provokatif  haberlere değer vermiyor.
Iğdır valiliği bile isyan edercesine açıklama yapma gereği duyuyor.Açıklamanın bir bölümünde şu ifadelere yer verilmiştir
 “basında yer alan haberlerin etnik yapı ve mezhep yönüyle gerçeği yansıtmadığı ve mesnetsiz olduğu hususları kamuoyunun bilgisine sunulur.' (Aydın DENİZ/ IĞDIR, (DHA)
Tüm bunlar göz önünde iken köşe dönmeye çalışan köşe yazarları adı ve makamı ne olursa olsun inandırıcı olabilir mi? Bir de dindarlıktan bahsediyorlar bu insafsız, yalancı ve müfteriler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder