Bu günlerde birçok gazete ve Tv’de yer alan “İran Ajanları
Yakalandı” haberi, mide bulandırıcı türden yazılar ve tahriklerle pazarlanmaya
başlandı.
Uluslar arası ilişkilerde ajan aksiyonları her zaman var
olmuştur. Her ülke, bir başka ülkede bu tür faaliyetlerde bulunuyor ve bu
herkesin bildiği bir konudur. Hatta sinema filmlerinin önemli bir bölümünü
özellikle soğuk savaş döneminde bu tür filmler teşkil etmektedir. Haber doğru
olabilir ya da yalan çıkabilir buna benzer birçok olayda olduğu gibi.
Nice insanlar casus, şikeci, örgütçü olarak tutuklanmış bir
müddet sonra pardon bile denilmeden serbest bırakılmıştır.
Ancak adli bir olay üzerinden hareketle, bir inanç grubunu
töhmet ve zan altında bırakmak, bir inanç ve etnik gruba karşı diğer kesimlerde
kin ve nefret uyandırmak aşağılık suçlardan birisidir. Bu suç medya veya entel
ve aydın olarak tanınan birileri tarafından yapılıyorsa burada bireysel bir
bağnazlık ve cehaletten öte sistematik bir oyunun olduğu da açıkça
görülmektedir.
Öncelikle söz konusu haberin aktarılma biçimidir.
Öteden beri Caferi düşmanlığı ile tanınan malum çevreler
tarafından bu tür haberlerin yapılıyor olması, haberin doğruluk derecesini de
düşündürmekte ve Malum çevrelerin bağnaz tutumlarının ortaya koyduğu bir oyun
olma ihtimalini de güçlendirmektedir.
Anayasamızda tüm inanç mensuplarının bireysel ve toplumsal
haklarının garanti altına alındığı bilinmekte olup, inancından dolayı kimseye
suçlu muamelesi yapılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Buna rağmen birçok basın
ve yayın kuruluşu ve bazı sözde yazarlar habere bir ek yaparak “ Genelde
Caferiler” ibaresini kullanmak suretiyle topyekün bir inanç mensuplarını suçlu
göstermek ve diğer vatandaşları kin ve nefrete teşvik etmektedir.
Sormak lazım, “askeri casusluk” suçlamasıyla tutuklananların
durumu ne oldu acaba? Serbest bırakılınca özür dilendi mi? Yargılananların
mezhebi neydi acaba? Sordunuz mu?
Sormak tabi ki ayıptır bunu anayasa ve insan vicdanı
yasaklıyor zaten.
Peki orada mezhep sorgusu yapmadınız da burada neden böyle
bir cümle kullanarak mezhep vurgusu yapıyorsunuz? Yoksa okyanus ötesi ve İsrail
böyle mi istedi sizden? O halde ki yakalananların arasında bir tane Caferi bile
yoktur buna rağmen nasıl Caferileri itham altında bırakacak haberler yapılıyor?
Iğdır Ehlibeyt alimleri tüm camiayı temsilen konuya ilişkin
tepkisini ortaya koydu.
Iğdır Ehlibeyt alimleri derneği başkanı çıkan haberlere
tepkisini şöyle dile getirmiş:
“Gazetelerde yazılanlar bir iftiradır. Atılan iftiralara
karşı bunun en büyük örneği yakalanan insanların bizler için büyük delil ve
şahittir. Yakalananların ikisi İran'lı diğerleri ise Sünni, Hanefi ve Şafi
mezheplerine mensup olan insanlardır. İçlerinde tek bir Caferi mezhebine mensup
kimse yoktur. Bu asılsız haber bizleri rahatsız etmiştir.”
Ehlibeyt alimlerinden Kurban Ulusöz'de
“Caferi Mezhebine mensup olan hoca olarak bu konunun
üzerinde olacağız. Casusluk yapan subaylar yakalandı dediler. Neden bunların
mezheplerini vermediler. Iğdır'da yakalanan Sünni mezhebine, Şafi ve
Hanefi mezhebine mensup olanları Caferi
diye gösterdiler. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Yetkililere ve gereken
mercilere şikâyetlerimizi bildireceğiz. Yakalananlar belli, nerelere hangi
mezhebe mensup, hangi örgütle bağlantılı oldukları belli, bu haber saptırılmış
ve bölgede bir kardeş çatışması yaratılmak istenilmektedir. Hiçbir Caferi
mezhebine mensup kişinin terör örgütüyle bağlantısı olamaz.” şeklinde konuştu
Bağnaz mutaassıp ve kime hizmet ettiği belli olmayan sözde
aydın geçinen malum köşe yazarına ne demeli?
İran ile ticaret yapanları bile “ajan” olarak nitelemekten
geri durmayan bu zat, ülke için barış arzusunda olabilir mi?
Ülke dışında okuyanların veya başka ülkelerle ticaret
yapanların hepsi “ajan” mı oluyor? Yoksa bu sadece Caferiler için mi geçerli?
Bir insan, hele okumuş biri bu kadar gözü dönmüş olabilir
mi? Halk bunlara güvenmiş olsa ya da devlet yönetimi bunların göstermiş olduğu
istikamette hareket etmiş olsa hiç kuşkunuz olmasın ki dünya kan gölüne
dönerdi.
Şükür ki devleti yönetenler akıllı insanlardır. Ve şükür ki
toplum medya konusunda seçicidir. Yalan ve provokatif haberlere değer vermiyor.
Iğdır valiliği bile isyan edercesine açıklama yapma gereği
duyuyor.Açıklamanın bir bölümünde şu ifadelere yer verilmiştir
“basında yer alan
haberlerin etnik yapı ve mezhep yönüyle gerçeği yansıtmadığı ve mesnetsiz
olduğu hususları kamuoyunun bilgisine sunulur.' (Aydın DENİZ/ IĞDIR, (DHA)
Tüm bunlar göz önünde iken köşe dönmeye çalışan köşe
yazarları adı ve makamı ne olursa olsun inandırıcı olabilir mi? Bir de
dindarlıktan bahsediyorlar bu insafsız, yalancı ve müfteriler.
Hatırlatmak gerekir “ki hak çamur tutmaz”.
Yazarın Diğer Yazıları
______________________________________________________
______________________________________________________
- Sorunlarımı Seviyorum
- Tüm Hataların Kaynağı
- Ortadoğuda İslam baharı
- Şevval Hilalini Beklerken
- Hak Çamur Tutmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder