3 Ocak 2014 Cuma

Sansarların Sansasyonu!

Bugün internet haberlerini okurken bir başlık gözden kaçmayacak kadar dikkat çekiciydi.

İşte o başlık “İmam evli kadınla öğretmen evinde basıldı”.

Nasıl olabilir, bir imam, evli bir kadınla basılabilir düşüncesiyle haberin içeriği hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalıştım. Fakat inanılmayacak kadar farklı başlıklarla haber metinleriyle karşılaştım.

Hikâyenin aslı şöyle: İmam olan bu şahıs özel hayatında kendisi için nikâhına ikinci bir hanımı almıştır ve onunla evlenmiştir. Bu olay toplumumuzda hor görüldüğünden dolayı gizli tutulmaya çalışılmıştır. Fakat ne yazık ki bazı kendini bilmez cahiller, bu olayı tamamen hedefinden uzak, maksatlı bir şekilde toplumumuza ahlak dışı bir eylem ve fiil gibi yansıtma gayreti peşine düşmüşlerdir. Unuttukları ve gözden kaçırdıkları birkaç hususu hatırlatma da fayda görmekteyim.

Ne zamandan beri ülkemizde kişilerin özel hayatı irdelenir olup, kişinin özel hayatına müdahale kanun çerçevesine alınmıştır, bilmek istiyoruz.

İkinci bir husus yaşamış olduğumuz ülkenin kanunlarında din özgürlüğü vardır. Kişi istediği mezhep ve fırkaya tabi olabilir. Kaldı ki haberde bahsi geçen şahıs Caferi âlimi olarak nitelenmektedir. Caferi mezhebi esaslarına göre muta nikâhı, daimi nikâh gibi hükmü geçerli olan bir nikâh şeklidir. Şahıs kendi inancına göre İslam kanunlarında helal olan bir işi yapmıştır. Bundan dolayı kişinin inancını eleştirmek ne kadar doğru olabilir?

Diğer bir husus, kimin ihbar ettiği konusudur. Erzurum gibi milyonluk bir ilde neden bu şahıs takip edilme ihtiyacı duyulmuştur?

Erzurum emniyeti daha önce öğretmen evine bir fuhuş operasyonu düzenlemiş midir?

Öğretmen evini bir kenara bırakalım, her gün rutin olarak otel ve pansiyonlar ahlak masası tarafından denetlenmekte midir yoksa bu uygulama o güne ve söz konusu şahsa mı münhasırdı?

Yoksa Iğdır ilinde cereyan eden müftülük raporuna tepki propagandalarında öne çıkan Caferi âliminin simasını karalamak amaçlı mı yapılmıştır?

Burada ülkemizin güzide medya organları(!)nı tebrik etmeden geçemeyeceğim. Zira ağır aksak haber yapan bir anlayışın söz konusu Caferi âlim olunca anında Erzurum Adliyesi önünde boy göstermeleri ve görevlerine bu denli sadık olmaları takdire şayandır.

Art arda açılımların yaşandığı, azınlıklara haklarının verildiği, ötekileştirmeden kardeşçe yaşamak sloganlarının atıldığı bugünlerde neden özellikle Caferi sözü sürmanşet özelliğinde medyada yer alıyor?

Şimdiye kadar belki defalarca imamların taciz haberlerini görsel ve yazılı medyadan okuduk seyrettik. Bunların hangisinde Sünni âlim ifadesi kullanılmıştır?

Bu mu ötekileştirmeden, inançlara saygı duyarak yaşamak?

Caferiler hiçbir zaman inançlarını gizlememiş ve bu inanç doğrultusunda yaşamak adına bedel ödemiştir ve gerektiğinde de yine ödeyecektir. Bu uğurda haksız yere yapılan hiçbir karalama eylemini kayla almamış bilakis inandığı gibi yaşadıkları için alnı ak, başı dik olmuştur.

Son olarak şunu belirtmekte fayda var: Kimse hiçbir inancın esaslarını medya pazarında kendisine malzeme yapma hakkı yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder