İnsanın yaptığı iyi veya kötü amellerin her birinin kendi çapında bir takım etki ve tepkileri, bu dünyada ve ahirette olduğu gibi, amellerin birbiri üzerinde olumlu veya olumsuz yönde etkileri de vardır. Bu etkileri şu ana başlıklar altında sıralayabiliriz:
I. İyi amellerin, iyi ameller üzerindeki etkisi.
II. İyi amellerin,
kötü ameller üzerindeki etkisi.
III. Kötü
amellerin, kötü ameller üzerindeki etkisi.
IV. Kötü
amellerin, iyi ameller üzerindeki etkisi.
Şimdi bunları bir bir kısaca açıklamaya çalışalım:
1- Evet iyi ameller, insanın diğer iyi amellerini
etkiler. Yani insanın yaptığı iyi ameller, ona başka iyi amelleri yapma imkanı
sağlar, önünü açıp engelleri bertaraf eder. İnsanın yaptığı iyi amelleri tek
kelimede özetlersek "takva" ismini alır. Takva insanın ilahi emirleri
yerine getirip nehiylerinden kaçınmak ve bunları Allah rızası için yerine
getirmektir. Takvanın en büyük etkisi insanın amellerinin kabul görmesidir.
Zira Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Allah sadece takvalılardan kabul
eder." (Maide, 27)
Evet takva olmazsa, Allah hiçbir ameli insanlardan kabul
etmez. Takva ve hayır ameller, ilahi inayet ve feyizlerin insana yönelmesine
vesile olur. Bakın Kûr'an-ı Kerim bu konuda ne buyurmaktadır: "Takvalı
olun ve şunu bilin ki hiç şüphesiz Allah takvalı olanlarla birliktedir."
(Bakara, 194)
Hz. Ali (a.s.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Takva
öyle bir gayedir ki ona uyan helak olmaz ve ona amel eden pişmanlık duymaz.
Zira kurtuluşa erenler takvayla kurtuldular ve ziyana uğrayanlar günahla ziyan
ettiler." [i]
Bir başka hadiste ise şöyle buyuruyor: "Takva
mû'minin(sığındığı) bir kaledir." [ii]
İşte iyi ameller ve takva insanın yaptıklarını bu şekilde
etkiler ve bir yerde onu kötülüklerden korur; Allah'ın tevfik ve inayetlerinin
insana inmesine ve daha çok ve daha kolay hayır ameller yapabilmesini sağlar.
Resul-i Ekrem (s.a.a)'in şu hadisi de önemlidir: "Kim bir haramı yapmaktan
vaz geçerse, Allah onun yerine ona onu sevindirecek bir ibadet nasip eder."
[iii]
2- İyi ameller, kötü amelleri de etkiler. Yani insanın
kötü amellerden uzaklaşmasına büyük ölçüde yardımcı olur. Elbette eğer doğru
düzgün ve şartlarıyla yapılırsa. Mesela namaz hakkında Allah-u Teala şöyle
buyuruyor: "Hiç şüphesiz namaz insanı iğrenç ve kötü işlerden alı
kor." (Ankebût, 45)
İyi amellerin kötü ameller üzerindeki bir diğer etkisi
ise, kötü amelleri silip götürmesi ve bir yerde telafi ve temizlik vazifesi
yapmasıdır.
Bakın Rabbimiz bu konuda ne buyurmaktadır; Hud sûresinin
114. ayetinde namazdan bahsettik den sonra şöyle buyurmaktadır: "Hiç
şüphesiz iyi ameller, kötü amelleri silip götürür." Yine Nisa sûresinin
31. ayetinde şöyle buyurmaktadır: "Eğer nehy edildiğiniz büyük günahlardan
kaçınırsanız, Biz küçük günahlarınızın üzerini de kapatırız." Ankebut
sûresinin 7. ayetinde ise şöyle buyurmaktadır: "İman edip de salih amel
işleyenlerin kötü amellerinin üzerini örteceğiz."
Evet iyi amel bu şekilde kötülükler üzerinde etkilidir.
Hepsinden önemlisi de tevbedir. Tevbe ve gerçek dönüş insanın geçmişini
temizler ve yeni bir sayfa insanın yüzüne açar. Bu bölüm hakkında da söylenecek
söz çoktur; ancak söz uzamasın diye bu kadarıyla yetiniyoruz.
3- Kötü amellerin kötü ameller üzerindeki etkisi
kesindir. Her hangi bir günah tevbe ve gerçek bir dönüş olmazsa insanın yüzüne
yeni günahların kapısını aralar. Evet günah insanın kalbinde ilahi nurları
söndürür ve kalbi günden güne karartır, insanı bedbahtlığa sürükler.
İmam Bakır (a.s.)'dan şöyle nakledilmiştir: "Her
kulun kalbinde beyaz bir nokta (bölge) mevcuttur. Şu halde kul bir günah
işlediğinde o beyaz bölgede siyah bir nokta meydana gelir. Eğer o günahın
ardından tevbe ederse o siyahlık bertaraf olur. Ancak günaha devam ettiği
müddetçe o siyahlıkta artmaya devam eder ve bilahare o beyazlığı tamamen
kaplayıp karartır. Bu duruma geldikten sonra o adam bir daha hayra dönemez ve
(bedbaht olur.)...." [iv]
Hz. Ali (a.s.) ise şöyle buyurmaktadır: "Göz yaşının
kuruması, kalplerin taşlaşmasından kaynaklanır; kalpleri taşlaşması ise
günahların çoğalmasından kaynaklanır." [v]
Bu arada bazı günahların etkisi daha fazladır ve bir
anlamda günahların kökü sayılırlar; Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurmaktadır:
"Dünya hırsı ve düşkünlüğü kibir ve haset, insanı günaha yeltendiren
sebeplerdir." [vi]
4- Kötü amellerin iyi ameller üzerindeki etkisi de, yine
ayet ve hadislerle sabittir. Evet kötü ameller birkaç yönden iyi amelleri
etkiler. Evvela birçok zaman kötü ameller insanın iyi ameller yapmasına engel
olur. Allah-u Teala'nın lütuf ve inayetini insanın üzerinden keser. İnsanın
dualarının kabulünü önler, ibadetlerden insanı alı kor.
İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Bir kişi
(bazen) yaptığı günahtan ötürü gece namazından mahrum kalır. Hiç şüphesiz kötü
amelin insanın üzerindeki etkisi, bıçağın et üzerindeki etkisinden daha
süratlidir." [vii]
Biri de Hz. Ali'ye gece namazına kalkmak istediği halde
kalkamadığından şikayet edince; Hazret ona: "Sen günahlarının kayde çekip
bağladığı bir kimsesin" diye cevap vermişlerdir.
Evet bu hadislerde verilen, sadece bir örnektir, yoksa
onunla sınırlı değildir ve bütün ameller için geçerlidir.
Kötü amelin iyi amel üzerindeki bir başka etkisi o
amelleri etkisiz hale getirmesi veya sevabını yok etmesidir. Bu yüzden masum
imamlarımızdan şöyle rivayet edilmiştir:
"Ciddiyet gösterin, çalışın; hayır amel
yapmıyorsanız (bari) günah işlemeyin. Zira evini örmeye başlayıp da yıkmayan
kimsenin binası azda olsa yükselir ama bir yandan yapıp da bir yandan yıkan
kimsenin binası yükselmez tabi. " [viii]
Evet bir yandan iyi, bir yandan kötü işler yapan kimse
(ikisini de bir arada yürütmek isteyen kimse) bir yandan yapıp, bir yandan
yıkan kimseye benzer.
Bu yüzden Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
"Günahlardan kaçının; zira günahlar hayırları yok eder; (örneğin) bir kul
günah işler ve bu yüzden önceden öğrendiği ilmi unutur." [ix]
Evet muhtelif hadislerde günahların, nimetlerin elden
çıkmasına, hayır amellerin yok olmasına, rızkın kesilmesine, sağlığın
bozulmasına ve ömrün kısalmasına vesile olacağı vurgulanmıştır. Bazen bir günah
insanın yıllarca yaptığı amelleri yok edebilir. Evet bu aklen de örfen de
böyledir. Mesela yıllarca yapılan dikkat ve sağlığa gösterilen özen, insanın içtiği
bir kaşık zehirle son bulabilir. Bazen bir uygunsuz hareket veya çirkin bir söz
yıllarca süren ve pekişen bir dostluğu bitirebilir.
Evet örnek olarak bu konuda bir iki hadisi vermekle
yetineceğiz.
Resul-i Ekrem (s.a.a) "Hased ve başkalarını kıskanmaktan
kaçının; zira ateş odunu yakıp kül ettiği gibi haset de iyilikleri yer
bitirir." [x]
Benzer bir tabir gıybet hakkında da kullanılmıştır. İmam
Cafer-i Sadık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Gıybet etmek her Müslüman'a
haramdır. Gıybet; ateş odunu yakıp kül ettiği gibi iyilikleri yiyip
bitirir." [xi]
Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Bir erkek
veya kadın Müslüman'ın gıybetini eden kimsenin Allah kırk gün ve gece, ne
namazını kabul eder, nede orucunu; gıybeti edilen kimse bağışlarsa o
başka." [xii]
Resul-i Ekrem (s.a.a)'den bir başka hadiste şöyle
nakletmiştir: "Sirke balı bozduğu gibi, gazap ve öfke de imanı bozup fasit
eder." [xiii]
Aslında bu bir gerçektir ki insan ne yaparsa onu bulur ve
ne ekerse onu biçer; ister bu dünyada ister ahirette. Kur'an-ı Kerim'in
ayetlerinde ve hadis-i şeriflerde de bu, en açık bir biçimde ifade
edilmektedir.
Örneğin aşağıdaki ayetler bu gerçeği açıkça beyan
etmektedir:
"Her kişi kendi kazanmakta olduklarının elinde
rehindir." (Tur: 21) Görüldüğü gibi insanın amelleri, insanı rehin alıp
elini ayağını bağlar; iyi olursa iyi yöne götürür onu, kötü olursa da
kötülüklere doğru yönlendirir ve iyi amel işlemesine engel olur.
Rum sûresinin 41. ayetinde şöyle buyuruyor:
"İnsanların kendi ellerinin kazandığı (kötülüklerden) dolayı, karada ve
denizde fesat ortaya çıktı...." Bu ayet-i Kerimede de dünyada meydana
gelen fesatların temelinde insanların kendi amelleri ve yaptıklarının yattığı
kaydedilmiştir.
Yine Bakara sûresinin 286. ayetinde şöyle buyuruyor:
"İnsanın kazandığı her (iyi amel) lehine ve kazandığı her (kötü amel ) de
aleyhine tamam olacaktır..." Bu ayette de insan ne yaparsa kendine yapar
gerçeği vurgulanmakta, iyiliğin ve kötülüğün insan için dünya ve ahirette
doğuracağı sonuçlar üzerinde durulmaktadır.
Bir de Mutaffifin sûresinin 14. ayetinde bu konu açık bir
şekilde ifade etmektedir buyuruyor ki: "..Onların kazanmakta oldukları,
kalplerini paslandırmıştır." Görüldüğü gibi insanın kötü amellerinin kalbi
nasıl paslandırdığını, onu güzellikleri, hakikatleri algılamaktan alıkoyduğunu
ve hidayet kabiliyetini insanlardan nasıl aldığını beyan etmektedir.
Bu konuda bazı hadisleri de vererek bu bölümü noktalamak
istiyoruz.
Hz. Ali (a.s.): "Herkes ektiğini biçer ve yaptığının
karşılığını alır." [xiv]
Evet ister bu dünyada isterse ahirette, ister hayır,
isterse kötü, insan ne yaparsa onun aynısını bulur.
İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Gıybet etme;
yoksa (başkaları da) senin gıybetini eder. Kardeşine kuyu kazma; yoksa kendin
içerisine düşersin. Evet hiç şüphesiz sen nasıl karşılık verirsen, öyle
karşılık bulursun." [xv]
Resul-i Ekrem
(s.a.a): "(Başkalarına) merhamet etmeyene merhamet edilmez." [xvi]
Hz. Ali (a.s.): "Zulmedene, zulmedilir." [xvii]
Yine şöyle buyurmuştur: "Kim başkasının (hürmet ve haysiyet) perdesini
yırtarsa, kendi evinin ayıpları ortaya çıkar." [xviii] "Kim bir
yetime zulmederse, evlatları da ona karşı gelip, haklarını çiğnerler."
[xix]
Hz. Ali (a.s.): "Büyüklerinize saygılı olun ki,
küçükleriniz de size saygılı olsunlar."[xx]
İmam Sadık (a.s.): "Babalarınıza iyilik yapın ki
çocuklarınızda size iyilik yapsınlar. Siz halkın kadınlarına karşı iffetli ve
hayalı olun ki, sizin kadınlarınız da (başkalarına) karşı iffetli ve hayalı
olsunlar."[xxi]
Hz. Ali (a.s.): "Siz başkalarının, geriye kalan
(akraba ve çocuklarına) iyilik yapın ki, sizden geriye kalanlar korunup,
gözetilsinler."[xxii]
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Siz insanları severseniz,
onlar da sizi severler." [xxiii]
Hz. Ali (a.s.): "Güzel konuşun ki, güzel de cevap
alasınız."[xxiv]
Hz. Ali (a.s.): "Kim (başkasına) hile yaparsa,
hilesi kendi ayağına dolaşır."[xxv]
Hz. Ali (a.s.): "Kim (başkasını) sahip olduğu bir
kusurdan ötürü ayıplarsa, kendisi de aynı kusura müptela olur."[xxvi]
İşte görüldüğü gibi, buraya kadar örnek olarak verdiğimiz
ayet ve hadislerden şu hakikat açıkça anlaşılıyor ki ister dünyada isterse
ahirette insan iyi veya kötü ne yaparsa onu bulur, ne ekerse onu biçer. Allah-u
Teala hepimizi hep güzellikleri ekip de, güzellikleri biçen kullarından
eylesin. Amin.
[i] - Kenz-ül Ummal, 44216
[ii] - Gurer-ul Hikem, Hadis: 1046
[iii] - Bihar-ül Envar, C.77, S.121
[iv] - Bihar-ül Envar, C.73, S.332
[v] - İlel-üş Şerayi, S.51
[vi] - Nehc-ül Belaga, hikmet: 371
[vii] - El-Kafi, C.2, S.272
[viii] - Bihar-ül Envar, C.70, S.286
[ix] - Bihar-ül Envar, C.73, S.377
[x] - Cami-ül Ahbar, S.451
[xi] - El-Meheccet-ül Beyza, C.5 S.255
[xii] - Bihar-ül Envar, C.75, S.258
[xiii] - Usul-i Kafi, C.2, S.303
[xiv] - Gurer-ul Hikem, Hadis: 16905
[xv] - Bihar-ül Envar, C.75, S.249
[xvi] - Vesail-üş Şia, C.15, S.203
[xvii] - Gurer-ul Hikem, Hadis: 7668
[xviii] - Tuhef-ul Ukul, S.88
[xix] - Gurer-ul Hikem, Hadis: 7814
[xx] - Gurer-ul Hikem, Hadis: 10069
[xxi] - Bihar-ül Envar, C.78, S.242
[xxii] - Nehc-ül Belağa Hikmet:264
[xxiii] - Usul-i Kafi, C.2, S.642
[xxiv] - Gurer-ul Hikem, Hadis:
[xxv] - Gurer-ul Hikem, Hadis:
[xxvi] - Gurer-ul Hikem, Hadis:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder