30 Ağustos 2014 Cumartesi

ZUHUR'U ( İNTİZARI) BEKLEYİŞ..!!!

Bismillahirrahmanirrahim

'' Ve bizse yeryüzünde zayıf bir hale getirilmesi istenenlere lütfetmeyi ve onları, halka rehber kılmayı ve yeryüzüne, onları mirasçı bırakmayı dilemekteydik.'' Kasas / 5
İslam ve Ehl-i Beyt mektebin de Mehdeviyyat inancına bağlı olarak Hz. Mehdi'nin (af) varlığı ve inancıyla ilgili bir çok saygı değer bilim adamlarımız ve rabbani alimlerimiz bu konuyla ilgili gereken bilgi ve birikimlerini kullanarak müslüman ve Ehl-i beyt dostlarına konunun önemi hakkında vurgu yapmışlardır. ve  gereken bilgiyi sunmuşlardır. ve bugün bu naçiz kardeşiniz de çorbada tuzumuz diye konunun bir bölümü hakkında kısa bir atıfta bulunmak istedim, inş ümit ediyorum Allah'ın yardımı, Hz. Mehdi'nin (af) lütfu ve siz saygı değer mümin kardeşlerimin duasıyla bizlerde bu nurlu mektebin velayetine sadık kalan dostlarından oluruz inş.

Şuan mübarek Ramazan ayı, ve kadir gecelerinin içerisinde bulunmaktayız, Allah tüm müminleri bu aziz ve eşsiz gecelerin fazilet ve bereketinden mahrum bırakmasın inş, bu fazilet geceleri Tevhid'e ait olan Velayetullah gecesi olduğunu aşağı yukarı hepimiz biliyoruz, ve bu fazilet geceleri iki ana temel üzerine inşa edilmiştir.
1- Kur'an-ı Samit;  Konuşturulmaya ihtiyaç duyulan kur'an-ı Kerim, 114 süre ve 6236 ayet-i kerime  Allah (c.c) tarafından Kadir gecesinde Fahr-i kainat, alemlere rahmet, varlık aleminin mahbubu, enbiyalar incisi, evliyalar serveri, insanlığın en faziletlisi ve üstünü ve ümmetin atası Hz. Resulüllah Muhammed-el Mustafa'nın (s.a.a) mübarek kalbine indirilmiştir.
2- Kur'an-ı Natık; Konuşan Kur'an, yani Allah (c.c) İmamet ( velayet ) makamını Hz. Ali'nin üzerinden yer yüzüne kadir gecesinde  tecelli etmiştir.
Allah kendisini Kur'an-ı Kerim ve natik-i Kur'an Hz. İmam Ali (a.s) ile insanlara tecelli etmiştir, eğer insan Kur'an-ı Kerimi ve İmam Ali'yi (a.s) iyi analiz ederse ve onların hakikatını tanırsa Allah'ın bütün güzelliklerine ulaşmış olur,
Dolayısıyla bu gecelerde hem Kur'an-ı Kerim-in inişi hem İmamet ( oniki imam )'in babası ilim ve hikmet sarayının kapısı olan İmam Ali'nin ( a.s ) şehadet geceleridir.
( Not: Kadir geceleri ve Velayet konulu mekaleleri geçen yıl değerli okurlarımızın huzurlarına sunmuştuk isteyen onlara muracaat edebilir. )
başatada belirttiğim gibi bu mübarek ay ve faziletli gecelerde başka bir konu yine bu gecelerin kendine mahsus olan İmam Mehdi (af) ve Mehdaviyyat'ta Zuhuru (İntizarı) beklemenin fazilet ve gereksimleri üzerine vurgu yapmak istedim.
Ümitli bekeyişin karşı anlamı ümitsiz Bekleyiştir; bu ruhsal bir varlıktır. İnsanın gerçekleşmesini beklediği olaya ümitli bekleyiş, itaatsizlik ve karamsarlığa ise ümitsiz bekleyiş denir, insanın bekleyişi nekadar fazla olursa o kadar hazırlıklı olur, insan yolunu beklediyi müsafirinin gelişi yaklaştıkça hem heyecanı hemde hazırlığı okadar eksiksiz ve üst noktada olur, bekleyiş öyle birşeydir ki insanın uykusunu bile elinden alır ve insanı uyku sarhoşluğu yapabilir, bundan dolayı bekleyiş sevgi ve muhabbette bile farklık oluşturabiliyor. İnsan aşıkına ne kadar aşırı bağlı  olursa o kadar  beklentisi fazla ve ağırlığı o denli büyük olur, insanı öyle bir noktaya getirir kendinden geçirir ve farklı duruma düşerek bütün dert ve sıkıntılarını unutur.
Zuhuru Bekleyiş ( İntizar )' in Özellikleri
Zuhuru (İntizar) bekleyiş; yaşam ve canlılığın simgesidir. Zuhuru bekleyiş (intizar)'de geleceğe  ümitli olmak ve insan hayatına anlam katmak demektir. Onsuz yaşam hiç bir anlam ifade etmemektedir.  yarınlara yürümenin yoludur, yarınlara sağlıklı yürüyebilmek bu bekleyiş ( intizar)'in daışında mümkün değildir. intizar günümüz sosyal yaşama anlam vermek demektir.   
Hz. Resulüllah (s.a.a) buyuruyor: '' Zuhur'u beklemek ibadetlerin en faziletsidir.'' Yani zuhuru beklemek  insanın ibadetine olan etkisini bu hadisi şeriften anlamak mümkündür. bu  heyacanlı bekleyiş öğretileri İmam Mehdi'nin (af) yarenlerinin bekleyişi kısaltmak ve kendileri gibi büyük bir bekleyiş içerisinde olan İmamın gelişine katkı sağlamak için temiz bir Zuhuru bekleyiş tarzını kullanarak çalışmalarına devam etmektedirler.
Zuhuru beklemenin en mükemmel yolu mümin'in gaybet'te olan İmamıyla aynı duyguları paylaşması ve aynı sorunlar hissetmesidir.
Zuhurun (intizarın) gerçekleşeceyine gafil olan insanın İmamına bağlılığı zayıf olur, Velayet ve Mehdeviyyat inancına duyarsız ve her zamanda onlardan habersiz kalır.
Zuhuru doğru bir şekilde beklemek; İmam'ı Zemana biat  yolunu kolaylaştırır, toplumda İmam'ın varlığını hissettirir ve Velayete inancını güçlendirir.
Zuhuru beklemek; zuhurdan önce grçekleşen olayları yaşamak demektir. dolayısıyla burada insana hatırlatılan şey toplumları kendi akımına sürükleyip yok eden olayları iyi analız etmesi, onu algılaması, akıllı tedbir alması, manevi değerleri koruması ve İmam'ına olan bağlılıkta kalmasıdır.
Zuhuru (İntizarı) bekleyen toplumlar; büyük ve yıkıcı olaylar ve sahneye konulan her oyunun karşısında ümitsizliğe kapılmamalarının yegane sebebi, asırlar boyu gerçekleşen bu olayların karşısında sarsılmaz bir Mehdeviyyat inancına sahip olmasındandır. ve yer yüzününde İmam'ın canlı yaşamasındandır. dolayısıyla Zuhuru (intizarı) bekleyen toplumlar yanlız İmam-ız'Zeman'ın gaybi yardımına ihtiyac duymaktadırlar.
İmam Mehdi (af) şöyle buyuruyor
'' Allah bizimledir, başkasına ihtiyaç duymuyoruz, biz hakkız, dolayısıyla birilerinin bizim hak olduğumuzu tanımayarak uzak durmaları asla bizi ne korkutmakta ve nede üzmektedir.''
İmam Mehdi'nin (af) nurlu zuhurunu bekleyen müminler Mehdeviyyat nurunun faziletine daha fazla ihtiyaç duyduklarının bilinç ve şu'uru içindeler.
Zuhuru (İntizarı) Gerçekleştirecek Etkenler
İmam Mehdi'nin (af) zuhuru şu üç ana etken olmadığı sürece gerçekleşmeyecektir.
1- İtikat-i Etken;  Zuhuru bekleyen şahıs, çok güçlü ve sarsılmaz bir imana sahip olması, ve zuhurun İlahi bir kurtuluş reçetesi olduğuna inanması gerekmektedir.
2- Nefs-i Etken;  Zuhuru bekleyen şahıs, hayatının her anında süreklilik ve hazırlıklı olmalıdır.
3- Amel-i ve Takva-i Etken;  Zuhuru bekleyen şahıs, itaatını eylemleştirmeli, toplumda  güvenilirliği sağlamalı ve kurtarıcı'nın ( İmamın zuhuruna) gelmesine zemine hazırlamalıdır.
Bu üç temel esas gerçekleşmediği sürece, zuhuru beklemenin bir anlamının olması söz konusu değildir.
Zuhuru Bekleyiş' ( İntizar) in Yolu
Zuhuru beklemenin iki yolu vardır.
1- Yapıcı bekleyiş; insana hareketlilik ve canlılık verir, ahde vefayı sağlamlaştırır ve en büyük ibadet yolunu açtığı gibi fazilet bahşetmektedir.
Ayet ve hadislerin sundukları deliller şunu açıkça göstermektedir ki, Hz. Mehdi'nin (af) zuhuru Hak ile batıl arasında oluşturulan gerçek bir halka, hakkın zaferiyle sonuçlanacak bir haraket ve içinde  sonsuz huzur ve mutluluğu bulacak bir İlah-i vaattır. dolayısıyla bu hareket içinde barındırdığı en büyük makam intizar makamıdır.
Hz. Resulüllah (s.a.a) şöyle buyuruyor
'' Benim ümmetimin en büyük faziletli ameli faracı ( Zuhuru) beklemektir.''
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor
'' İbadetlerin en büyük faziletlisi Faracı (zuhuru) beklemektir.''
Zuhurun gerçekleşmesinin zeminesini oluşturmak ve hazırlıklı olmak en büyük ibadet ve amaçtır.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor
'' Kaim'in zuhurunun gerçekleşmesi için her kesin hazırlıklı olması gerekmektedir. hatta tek bir ok taşıyabilir olması bile yeterlidir.''
2- Yıkıcı Bekleyiş; içinde hiç bir özellik barındırmayan bekleyiş yıkıcılıktan başka bir şey olmadığından  İnsana her şeyi bile kayıpettirir, camiaları felc eder, bir tür aptallığı aşılar, oysa insanların Mehdeviyyat ve  Hz. Mehdi'nin (af) kıyamını beklerken aldıkları ilham bir yanar dağının püskürttüğü lavlar gibi ruhlarında kıyamın ateşini canlı tutar. onlar gösterişten kaçınan, sade yaşamı benimseyen, Allah'ın rızasını herşeyin üstünde tutan, sünneti nebeviyi model edinen, gurur ve kibirden sakınan, her an hakkın yanında olan, batıl ve haksızlığa karşı duran, ne zulüm eden , ne zulmü kabul eden, zalime, ırkçılığa, insan öldürmeyen, başkasının hakkına tecavüz etmeyen, kula kul olmayan,fesada, günaha, adaletsizliğe, ahlaksızlığa, tağut ve beşeri sistem demokrasiye, laiklikliğe, kırallık ve  tüm diktatör devlet yapılarına karşı olandırlar.
Zuhuru (İntizarı) Beklemenin Toplumsal Etkileri
Zuhuru (intizarı) beklemek insanın bireysel hayatında olduğu gibi toplumsal hayatına da etki yapmaktadır. en büyük etkisi ise topluma yüklediği sorumluluk, ahde vefa etme ve insanlar arasında sevgi ve muhabbettir. çünkü zuhuru (intizarı) beklemenin temel anlamı sevgi, muhabbet ve insan değeridir. İnsanın fıtratı büyük hedeflere varmak için yaratılmıştır. Hz. Mehdi'nin (af) kıyamının felsefe ve konumu büyük olduğu için bu büyük kıyamla hedefine varacağının bilinci içerisinde olduğundan ayaklarını sağlam basarak haraket etmektedirler.
Dünyada ne kadar ezilmiş, hakları gaspedilmiş mazlum ve mustazaf halklar varsa bu büyük kıyamla haklarının onlara iade edilip verileceğini bildiklerinden dolayı, canlı bir bekleyiş içerisinde hayatını sürdürürmektedirler. 
Dolayısıyla bu büyük kıyamın menbasından temiz ve adalet suyu içmek isteyen müminler yaşamlarında kendi İmam'ının isteği ve rızası doğrultusunda iman dolu bir hayat sürmelelilerdir. İmam'ın onlardan isteği! imkanları dahihilinde mühtaç olan insanlara yardım etmeliler, özgürlüğe susamış, adalete hasret ve Velayete aşık insanların sıkıntılarına çare olmalıdırlar. İmam'ına ve imamın zuhuruna aşık muvahhitler böyle yaptıkalrı takdirde toplumdaki sıkıntıları enaza indirebilir ve dertlere derman olabilirlerdir.
Bazı hadislerde belirtilen zuhuru (intizarı) beklemenin anlamı aslında zuhurun kendisidir. yani zuhuru bekleyenlerin bekleyişi doğru ve sadıkane olursa toplumda ki sorun ve pröblemlerin bir çoğu kendiliğinden halledilmiş olur, ve İmam Zeman'ın (af) arzuladığı temiz toplum oluşur ve kıyama katkıda bulunur, gerçek anlamda zuhuru (intizarı) bekleyen müminler zuhurun kendisi olur.
İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor
'' Zuhuru (intizarı) beklemek, zuhur etmek demektir.''
Yani zuhuru bekleyen aslında kendisi de hakkın tecellisi için İmam Mehdi'yle (af) beraber kıyam ederek, ve evrensel İlah'i adelet devletini tüm dünyaya hakim kılacaktır.
Aslında zuhur (intizar) velayet aşıklarına itikadi bir hediyedir, bu hediye ise müminin yaptığı amel neticesinde tezahür eder, ancak amel içerisinde hayatın her türlü sıkıntıları, zorlukları ve pröblemleri var olduğundan bir çok insan  zuhuru (intizarı) beklerken manevi değerlerin bir çoğunu kayıpetmektedir. Zuhuru bekleyen bir mümin her türlü zorluk ve sıkıntıların karşısında dayanıklı olmak zorundadır, bu ise ancak iman ve takva ile birlikte sabır isteyen bir özelliktir.
Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor
'' Ey inananlar, sabredin, sebat edin, karşı durun ve Allah'tan sakının, ancak bu sayede kurtulur, bu sayede üst olursunuz.'' Al-i İmran / 200
Ayetin tefsirinde İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor
'' Bütün sıkıntı ve zorlukların karşısında durmak, sorumluluk ve vazifelerde sebat göstermekle Masum İmam ile irtibatta olduğunuzu göstermektedir. ( Ayrı bir rıvayette buyuruyor İrtibatta olmak demek, Masum İmam'ın huzurunda bulunmak demektir. )
Zuhur'un ( İntizarın ) Gerçek Anlamı
Gerçek zuhur (intizar)...!!!  Hakkı, barışı ve adaleti tüm dünyada tesis etmek, batılı, zülüm ve adaletsizliği yer yüzünden silmek, insani değerleri ayağa kaldırmak, asrı saadet Medinesinin faziletlerini  kazandırmak, ideal bir toplum oluşturmak ve evrensel huzur ve güvenliği sağlamak için Allah'ın yer yüzündeki hücceti olan İmam Mehdi'in (af) eliyle  İlahi hakimiyeti kurma  düşüncesidir.
Bu öyle bir düşüncedir ki; bütün islam mezheplerinin ortak ama içerisinde ufak farklılıklarla benimsediği bir itikati düşüncedir. Elbette sadece islam inancına ait olan bir düşünce değildir. belki bütün insan toplumunun inancında böyle bir kurtarıcının geleceğine dair var olan düşüncedir.
Dünya karma karışık bir hal almıştır. Bugün kan emici gayri meşru ve işgalçı çete vampir siyonist İsrail yaşlı, kadın ve çocuk demeden mazlum filistin halkının başına bombalar hemde yasaklanmış bombalar yağdırarak bir millete soykırım yapmakta ve dünya bu cinayet ve katliamı alçakca seyretmektedir. bununla birlikte dünya emperyalist güçler başta Abde, İngiltere ve siyonist ve onların uşaklığını yapan müslüman ve arap halkların başında bulunan kanser tümörü, kan emici yobaz ve gerici devlet liderlerinin yardımıyla Vahhabi ve Selefi terör gurupları Taliban, El-kaide, Işıd, El-nusra ve benzeri tekfircilerin ellerine verdikleri yıkıcı ve öldürücü sılahlarla mazlum müslümanları katliam etmektedirler.
Bugün bu tekfirci Işıd ve benzeri terör örgütü canilerinin ağa paşalığını yapan emperyalist güçler başta Abd, Siyonist İsrail ve bunların köpekliğini yapan bölge devletlerin zalim idarecileri ve onların uşakları, Suriye meselesinin bir halk ve iktidar, Irak meselesinin bir Şia ve Sünni meselesinin olmadığını çok iyi bilmektedirler. bu zalim ve tekfirci köpek sürüsü uşaklarının yegane derdi dünyada velayet nurunun yükselişi ve dünyaya hakim olacak velayet ve Mehdaviyyat tefekkürünün önünü kesmek amacıyla bu coğrafıyada Şia,ve Sünni katliamları yapmaktadırlar. bunlar kan akıtarak yükselen bu nurun önünü keseceklerini zannediyorlar. dünyanın bu it sürüsü  şunu bilmiyorlar Allah...! Hz. Muhammed-in (s.a.a) nebevi sünnet ve İlahi dinin korunması için velayet ( İmamet )'e inanmış Şia'nın kanıyla canlı yaşatacağının ahdini almıştır. örnek mi istiyorsunuz Kerbela da İmam Hüseyin (a.s) ve 71 vefakar ve sadık  yareni en büyük örnektir. yüzyirmidörtbin Masum Peygamber ve onbir İmam başta İmam Ali (a.s) olmak üzere tümünün yegane gayesi evrensel olarak nebevi sünneti ve İlahi adalet devletini yeryüzüne hakim kılınmasıydı, ama zamanın tağut ve zalim diktatör idarecileri Peygamber ve İmamları tek tek şehid ederek bunun gerçekleşmesine  imkan vermediler, ve ogünden bu güne insanlar yer yüzünü adalet ile dolduracak Allah'ın yer yüzünde ki hücceti İmam Mehdi'nin (af) gerçek zuhurunu (intizarını) beklemektedirler, ve bunu biliyorlar ve bekliyorlar İmam Zuhur edecek insanları diktatör ve zalimlerin elinden kurataracaktır, İlahi adalet ve Velayet devletini kurarak insanlığı kölelikten özgürleştirerek Allah'a kul edecektir.
Zaman annelerin ağladığı, çocukların yetim bırakıldığı, mazlumun feryadının arşa yükseldiği, zalimin zülmünün sınırları aştığının, güçlünün ezdiği, mustazafın ezildiği, zenginin her türlü soygunlukla zengin olduğu, fakirin hakkının gasbedildiği, halkların sömürülerek köleleştirildiği, gençliğin kumar, alkol, zina, esrar, reroin, fuhuş ve uyuşturucu yoluyla benliklerinin elinden alındığı, ahlaksızlığın yayıldığı, fesadın tüm insanları kemirdiği ve humanizm yoluyla Allah'tan uzaklaştırıldığı bir zaman diliminde yaşıyoruz.
Zuhuru bekleyerek gerçek bir kurtarıcının gelmesi ümidi her akıllı müslüman ve insanın vazifesidir. ve bu kurtarıcının zuhuru yakındır. bu kurtarıcı Hz. Resulüllah'ın (s.a.a), İmam Ali ve Hz. Fatıma'nın (s.a)  öz evladı olan İmam Mehdi'den (af) başkası değildir. Allah zuhurunu çabuk gerçekleştirsin inş

Ellahumme Accil-liveliyyikel ferechu
Vessalamu aleykum varehmetullahi vabere katuhu
Tevekkül EROL
17,07,2014







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder