Bismillahirrahmanirrahim
'' Ve bizse yeryüzünde zayıf bir hale getirilmesi
istenenlere lütfetmeyi ve onları, halka rehber kılmayı ve yeryüzüne, onları
mirasçı bırakmayı dilemekteydik.'' Kasas / 5
İslam ve Ehl-i Beyt mektebin de Mehdeviyyat inancına bağlı olarak Hz.
Mehdi'nin (af) varlığı ve inancıyla ilgili bir çok saygı değer bilim
adamlarımız ve rabbani alimlerimiz bu konuyla ilgili gereken bilgi ve
birikimlerini kullanarak müslüman ve Ehl-i beyt dostlarına konunun önemi
hakkında vurgu yapmışlardır. ve gereken
bilgiyi sunmuşlardır. ve bugün bu naçiz kardeşiniz de çorbada tuzumuz diye konunun bir bölümü hakkında kısa bir atıfta bulunmak istedim, inş ümit ediyorum Allah'ın yardımı, Hz. Mehdi'nin (af) lütfu ve siz
saygı değer mümin kardeşlerimin duasıyla bizlerde bu nurlu mektebin velayetine
sadık kalan dostlarından oluruz inş.
Şuan mübarek Ramazan ayı, ve kadir gecelerinin
içerisinde bulunmaktayız, Allah tüm müminleri bu aziz ve eşsiz gecelerin fazilet
ve bereketinden mahrum bırakmasın inş, bu fazilet geceleri Tevhid'e ait olan
Velayetullah gecesi olduğunu aşağı yukarı hepimiz biliyoruz, ve bu fazilet
geceleri iki ana temel üzerine inşa edilmiştir.
1- Kur'an-ı Samit; Konuşturulmaya ihtiyaç duyulan kur'an-ı
Kerim, 114 süre ve 6236 ayet-i kerime
Allah (c.c) tarafından Kadir gecesinde Fahr-i kainat, alemlere rahmet,
varlık aleminin mahbubu, enbiyalar incisi, evliyalar serveri, insanlığın en
faziletlisi ve üstünü ve ümmetin atası Hz. Resulüllah Muhammed-el Mustafa'nın
(s.a.a) mübarek kalbine indirilmiştir.
2- Kur'an-ı Natık; Konuşan Kur'an, yani Allah
(c.c) İmamet ( velayet ) makamını Hz. Ali'nin üzerinden yer yüzüne kadir
gecesinde tecelli etmiştir.
Allah kendisini Kur'an-ı Kerim ve natik-i Kur'an
Hz. İmam Ali (a.s) ile insanlara tecelli etmiştir, eğer insan Kur'an-ı Kerimi
ve İmam Ali'yi (a.s) iyi analiz ederse ve onların hakikatını tanırsa Allah'ın
bütün güzelliklerine ulaşmış olur,
Dolayısıyla bu gecelerde hem Kur'an-ı Kerim-in
inişi hem İmamet ( oniki imam )'in babası ilim ve hikmet sarayının kapısı olan
İmam Ali'nin ( a.s ) şehadet geceleridir.
( Not: Kadir geceleri ve Velayet konulu
mekaleleri geçen yıl değerli okurlarımızın huzurlarına sunmuştuk isteyen onlara
muracaat edebilir. )
başatada belirttiğim gibi bu mübarek ay ve
faziletli gecelerde başka bir konu yine bu gecelerin kendine mahsus olan İmam
Mehdi (af) ve Mehdaviyyat'ta Zuhuru (İntizarı) beklemenin fazilet ve
gereksimleri üzerine vurgu yapmak istedim.
Ümitli bekeyişin karşı anlamı ümitsiz Bekleyiştir;
bu ruhsal bir varlıktır. İnsanın gerçekleşmesini beklediği olaya ümitli
bekleyiş, itaatsizlik ve karamsarlığa ise ümitsiz bekleyiş denir, insanın
bekleyişi nekadar fazla olursa o kadar hazırlıklı olur, insan yolunu beklediyi
müsafirinin gelişi yaklaştıkça hem heyecanı hemde hazırlığı okadar eksiksiz ve
üst noktada olur, bekleyiş öyle birşeydir ki insanın uykusunu bile elinden alır
ve insanı uyku sarhoşluğu yapabilir, bundan dolayı bekleyiş sevgi ve muhabbette
bile farklık oluşturabiliyor. İnsan aşıkına ne kadar aşırı bağlı olursa o kadar beklentisi fazla ve ağırlığı o denli büyük
olur, insanı öyle bir noktaya getirir kendinden geçirir ve farklı duruma
düşerek bütün dert ve sıkıntılarını unutur.
Zuhuru Bekleyiş ( İntizar )' in Özellikleri
Zuhuru (İntizar) bekleyiş; yaşam ve canlılığın
simgesidir. Zuhuru bekleyiş (intizar)'de geleceğe ümitli olmak ve insan hayatına anlam katmak
demektir. Onsuz yaşam hiç bir anlam ifade etmemektedir. yarınlara yürümenin yoludur, yarınlara
sağlıklı yürüyebilmek bu bekleyiş ( intizar)'in daışında mümkün değildir.
intizar günümüz sosyal yaşama anlam vermek demektir.
Hz. Resulüllah (s.a.a) buyuruyor: '' Zuhur'u
beklemek ibadetlerin en faziletsidir.'' Yani zuhuru beklemek insanın ibadetine olan etkisini bu hadisi şeriften
anlamak mümkündür. bu heyacanlı bekleyiş
öğretileri İmam Mehdi'nin (af) yarenlerinin bekleyişi kısaltmak ve kendileri
gibi büyük bir bekleyiş içerisinde olan İmamın gelişine katkı sağlamak için
temiz bir Zuhuru bekleyiş tarzını kullanarak çalışmalarına devam etmektedirler.
Zuhuru beklemenin en mükemmel yolu mümin'in
gaybet'te olan İmamıyla aynı duyguları paylaşması ve aynı sorunlar
hissetmesidir.
Zuhurun (intizarın) gerçekleşeceyine gafil olan
insanın İmamına bağlılığı zayıf olur, Velayet ve Mehdeviyyat inancına duyarsız
ve her zamanda onlardan habersiz kalır.
Zuhuru doğru bir şekilde beklemek; İmam'ı Zemana
biat yolunu kolaylaştırır, toplumda
İmam'ın varlığını hissettirir ve Velayete inancını güçlendirir.
Zuhuru beklemek; zuhurdan önce grçekleşen
olayları yaşamak demektir. dolayısıyla burada insana hatırlatılan şey
toplumları kendi akımına sürükleyip yok eden olayları iyi analız etmesi, onu
algılaması, akıllı tedbir alması, manevi değerleri koruması ve İmam'ına olan
bağlılıkta kalmasıdır.
Zuhuru (İntizarı) bekleyen toplumlar; büyük ve yıkıcı olaylar ve sahneye konulan her oyunun karşısında
ümitsizliğe kapılmamalarının yegane sebebi, asırlar boyu gerçekleşen bu
olayların karşısında sarsılmaz bir Mehdeviyyat inancına sahip olmasındandır. ve
yer yüzününde İmam'ın canlı yaşamasındandır. dolayısıyla Zuhuru (intizarı)
bekleyen toplumlar yanlız İmam-ız'Zeman'ın gaybi yardımına ihtiyac
duymaktadırlar.
İmam Mehdi (af) şöyle buyuruyor
'' Allah bizimledir, başkasına ihtiyaç
duymuyoruz, biz hakkız, dolayısıyla birilerinin bizim hak olduğumuzu
tanımayarak uzak durmaları asla bizi ne korkutmakta ve nede üzmektedir.''
İmam Mehdi'nin (af) nurlu zuhurunu bekleyen
müminler Mehdeviyyat nurunun faziletine daha fazla ihtiyaç duyduklarının bilinç
ve şu'uru içindeler.
Zuhuru (İntizarı) Gerçekleştirecek Etkenler
İmam Mehdi'nin (af) zuhuru şu üç ana etken
olmadığı sürece gerçekleşmeyecektir.
1- İtikat-i Etken; Zuhuru bekleyen şahıs, çok güçlü ve sarsılmaz
bir imana sahip olması, ve zuhurun İlahi bir kurtuluş reçetesi olduğuna
inanması gerekmektedir.
2- Nefs-i Etken;
Zuhuru bekleyen şahıs, hayatının her anında süreklilik ve hazırlıklı
olmalıdır.
3- Amel-i ve Takva-i Etken; Zuhuru bekleyen şahıs, itaatını
eylemleştirmeli, toplumda güvenilirliği
sağlamalı ve kurtarıcı'nın ( İmamın zuhuruna) gelmesine zemine hazırlamalıdır.
Bu üç temel esas gerçekleşmediği sürece, zuhuru
beklemenin bir anlamının olması söz konusu değildir.
Zuhuru Bekleyiş' ( İntizar) in Yolu
Zuhuru beklemenin iki yolu vardır.
1- Yapıcı bekleyiş; insana hareketlilik ve canlılık verir, ahde vefayı sağlamlaştırır ve en
büyük ibadet yolunu açtığı gibi fazilet bahşetmektedir.
Ayet ve hadislerin sundukları deliller şunu
açıkça göstermektedir ki, Hz. Mehdi'nin (af) zuhuru Hak ile batıl arasında
oluşturulan gerçek bir halka, hakkın zaferiyle sonuçlanacak bir haraket ve
içinde sonsuz huzur ve mutluluğu bulacak
bir İlah-i vaattır. dolayısıyla bu hareket içinde barındırdığı en büyük makam
intizar makamıdır.
Hz. Resulüllah (s.a.a) şöyle buyuruyor
'' Benim ümmetimin en büyük faziletli ameli
faracı ( Zuhuru) beklemektir.''
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor
'' İbadetlerin en büyük faziletlisi Faracı
(zuhuru) beklemektir.''
Zuhurun gerçekleşmesinin zeminesini oluşturmak ve
hazırlıklı olmak en büyük ibadet ve amaçtır.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor
'' Kaim'in zuhurunun gerçekleşmesi için her kesin
hazırlıklı olması gerekmektedir. hatta tek bir ok taşıyabilir olması bile
yeterlidir.''
2- Yıkıcı Bekleyiş; içinde hiç bir özellik barındırmayan bekleyiş yıkıcılıktan başka bir şey
olmadığından İnsana her şeyi bile
kayıpettirir, camiaları felc eder, bir tür aptallığı aşılar, oysa insanların
Mehdeviyyat ve Hz. Mehdi'nin (af)
kıyamını beklerken aldıkları ilham bir yanar dağının püskürttüğü lavlar gibi
ruhlarında kıyamın ateşini canlı tutar. onlar gösterişten kaçınan, sade yaşamı
benimseyen, Allah'ın rızasını herşeyin üstünde tutan, sünneti nebeviyi model
edinen, gurur ve kibirden sakınan, her an hakkın yanında olan, batıl ve
haksızlığa karşı duran, ne zulüm eden , ne zulmü kabul eden, zalime, ırkçılığa,
insan öldürmeyen, başkasının hakkına tecavüz etmeyen, kula kul olmayan,fesada,
günaha, adaletsizliğe, ahlaksızlığa, tağut ve beşeri sistem demokrasiye,
laiklikliğe, kırallık ve tüm diktatör
devlet yapılarına karşı olandırlar.
Zuhuru (İntizarı) Beklemenin Toplumsal Etkileri
Zuhuru (intizarı) beklemek insanın bireysel
hayatında olduğu gibi toplumsal hayatına da etki yapmaktadır. en büyük etkisi
ise topluma yüklediği sorumluluk, ahde vefa etme ve insanlar arasında sevgi ve
muhabbettir. çünkü zuhuru (intizarı) beklemenin temel anlamı sevgi, muhabbet ve
insan değeridir. İnsanın fıtratı büyük hedeflere varmak için yaratılmıştır. Hz.
Mehdi'nin (af) kıyamının felsefe ve konumu büyük olduğu için bu büyük kıyamla
hedefine varacağının bilinci içerisinde olduğundan ayaklarını sağlam basarak
haraket etmektedirler.
Dünyada ne kadar ezilmiş, hakları gaspedilmiş
mazlum ve mustazaf halklar varsa bu büyük kıyamla haklarının onlara iade edilip
verileceğini bildiklerinden dolayı, canlı bir bekleyiş içerisinde hayatını
sürdürürmektedirler.
Dolayısıyla bu büyük kıyamın menbasından temiz ve
adalet suyu içmek isteyen müminler yaşamlarında kendi İmam'ının isteği ve
rızası doğrultusunda iman dolu bir hayat sürmelelilerdir. İmam'ın onlardan
isteği! imkanları dahihilinde mühtaç olan insanlara yardım etmeliler, özgürlüğe
susamış, adalete hasret ve Velayete aşık insanların sıkıntılarına çare
olmalıdırlar. İmam'ına ve imamın zuhuruna aşık muvahhitler böyle yaptıkalrı
takdirde toplumdaki sıkıntıları enaza indirebilir ve dertlere derman
olabilirlerdir.
Bazı hadislerde belirtilen zuhuru (intizarı)
beklemenin anlamı aslında zuhurun kendisidir. yani zuhuru bekleyenlerin
bekleyişi doğru ve sadıkane olursa toplumda ki sorun ve pröblemlerin bir çoğu
kendiliğinden halledilmiş olur, ve İmam Zeman'ın (af) arzuladığı temiz toplum
oluşur ve kıyama katkıda bulunur, gerçek anlamda zuhuru (intizarı) bekleyen
müminler zuhurun kendisi olur.
İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor
'' Zuhuru (intizarı) beklemek, zuhur etmek
demektir.''
Yani zuhuru bekleyen aslında kendisi de hakkın
tecellisi için İmam Mehdi'yle (af) beraber kıyam ederek, ve evrensel İlah'i
adelet devletini tüm dünyaya hakim kılacaktır.
Aslında zuhur (intizar) velayet aşıklarına
itikadi bir hediyedir, bu hediye ise müminin yaptığı amel neticesinde tezahür
eder, ancak amel içerisinde hayatın her türlü sıkıntıları, zorlukları ve
pröblemleri var olduğundan bir çok insan
zuhuru (intizarı) beklerken manevi değerlerin bir çoğunu
kayıpetmektedir. Zuhuru bekleyen bir mümin her türlü zorluk ve sıkıntıların
karşısında dayanıklı olmak zorundadır, bu ise ancak iman ve takva ile birlikte
sabır isteyen bir özelliktir.
Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor
'' Ey inananlar, sabredin, sebat edin, karşı
durun ve Allah'tan sakının, ancak bu sayede kurtulur, bu sayede üst
olursunuz.'' Al-i İmran / 200
Ayetin tefsirinde İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle
buyuruyor
'' Bütün sıkıntı ve zorlukların karşısında
durmak, sorumluluk ve vazifelerde sebat göstermekle Masum İmam ile irtibatta
olduğunuzu göstermektedir. ( Ayrı bir rıvayette buyuruyor İrtibatta olmak
demek, Masum İmam'ın huzurunda bulunmak demektir. )
Zuhur'un ( İntizarın ) Gerçek Anlamı
Gerçek zuhur (intizar)...!!! Hakkı, barışı ve adaleti tüm dünyada tesis
etmek, batılı, zülüm ve adaletsizliği yer yüzünden silmek, insani değerleri
ayağa kaldırmak, asrı saadet Medinesinin faziletlerini kazandırmak, ideal bir toplum oluşturmak ve
evrensel huzur ve güvenliği sağlamak için Allah'ın yer yüzündeki hücceti olan
İmam Mehdi'in (af) eliyle İlahi
hakimiyeti kurma düşüncesidir.
Bu öyle bir düşüncedir ki; bütün islam
mezheplerinin ortak ama içerisinde ufak farklılıklarla benimsediği bir itikati
düşüncedir. Elbette sadece islam inancına ait olan bir düşünce değildir. belki
bütün insan toplumunun inancında böyle bir kurtarıcının geleceğine dair var
olan düşüncedir.
Dünya karma karışık bir hal almıştır. Bugün kan
emici gayri meşru ve işgalçı çete vampir siyonist İsrail yaşlı, kadın ve çocuk
demeden mazlum filistin halkının başına bombalar hemde yasaklanmış bombalar
yağdırarak bir millete soykırım yapmakta ve dünya bu cinayet ve katliamı
alçakca seyretmektedir. bununla birlikte dünya emperyalist güçler başta Abde,
İngiltere ve siyonist ve onların uşaklığını yapan müslüman ve arap halkların
başında bulunan kanser tümörü, kan emici yobaz ve gerici devlet liderlerinin
yardımıyla Vahhabi ve Selefi terör gurupları Taliban, El-kaide, Işıd, El-nusra
ve benzeri tekfircilerin ellerine verdikleri yıkıcı ve öldürücü sılahlarla
mazlum müslümanları katliam etmektedirler.
Bugün bu tekfirci Işıd ve benzeri terör örgütü
canilerinin ağa paşalığını yapan emperyalist güçler başta Abd, Siyonist İsrail
ve bunların köpekliğini yapan bölge devletlerin zalim idarecileri ve onların
uşakları, Suriye meselesinin bir halk ve iktidar, Irak meselesinin bir Şia ve
Sünni meselesinin olmadığını çok iyi bilmektedirler. bu zalim ve tekfirci köpek
sürüsü uşaklarının yegane derdi dünyada velayet nurunun yükselişi ve dünyaya
hakim olacak velayet ve Mehdaviyyat tefekkürünün önünü kesmek amacıyla bu
coğrafıyada Şia,ve Sünni katliamları yapmaktadırlar. bunlar kan akıtarak
yükselen bu nurun önünü keseceklerini zannediyorlar. dünyanın bu it sürüsü şunu bilmiyorlar Allah...! Hz. Muhammed-in
(s.a.a) nebevi sünnet ve İlahi dinin korunması için velayet ( İmamet )'e
inanmış Şia'nın kanıyla canlı yaşatacağının ahdini almıştır. örnek mi
istiyorsunuz Kerbela da İmam Hüseyin (a.s) ve 71 vefakar ve sadık yareni en büyük örnektir. yüzyirmidörtbin Masum
Peygamber ve onbir İmam başta İmam Ali (a.s) olmak üzere tümünün yegane gayesi
evrensel olarak nebevi sünneti ve İlahi adalet devletini yeryüzüne hakim
kılınmasıydı, ama zamanın tağut ve zalim diktatör idarecileri Peygamber ve
İmamları tek tek şehid ederek bunun gerçekleşmesine imkan vermediler, ve ogünden bu güne insanlar
yer yüzünü adalet ile dolduracak Allah'ın yer yüzünde ki hücceti İmam Mehdi'nin
(af) gerçek zuhurunu (intizarını) beklemektedirler, ve bunu biliyorlar ve
bekliyorlar İmam Zuhur edecek insanları diktatör ve zalimlerin elinden
kurataracaktır, İlahi adalet ve Velayet devletini kurarak insanlığı kölelikten
özgürleştirerek Allah'a kul edecektir.
Zaman annelerin ağladığı, çocukların yetim
bırakıldığı, mazlumun feryadının arşa yükseldiği, zalimin zülmünün sınırları
aştığının, güçlünün ezdiği, mustazafın ezildiği, zenginin her türlü soygunlukla
zengin olduğu, fakirin hakkının gasbedildiği, halkların sömürülerek
köleleştirildiği, gençliğin kumar, alkol, zina, esrar, reroin, fuhuş ve
uyuşturucu yoluyla benliklerinin elinden alındığı, ahlaksızlığın yayıldığı,
fesadın tüm insanları kemirdiği ve humanizm yoluyla Allah'tan uzaklaştırıldığı
bir zaman diliminde yaşıyoruz.
Zuhuru bekleyerek gerçek bir kurtarıcının gelmesi
ümidi her akıllı müslüman ve insanın vazifesidir. ve bu kurtarıcının zuhuru yakındır. bu kurtarıcı Hz.
Resulüllah'ın (s.a.a), İmam Ali ve Hz. Fatıma'nın (s.a) öz evladı olan İmam Mehdi'den (af) başkası
değildir. Allah zuhurunu çabuk gerçekleştirsin inş
Ellahumme Accil-liveliyyikel ferechu
Vessalamu aleykum varehmetullahi vabere katuhu
Tevekkül EROL
17,07,2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder