Bismillahirrahmanirrahim
'' İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda
birbirinize yardım edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın ve
Allah'tan sakının, şüphe yok ki Allah'ın cezası, çok şiddetlidir.'' Maide/2
'' Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra da
gene bölük bölük olanlara, gene ayrılığa düşenlere benzemeyin. Öyle kişilerdir
onlar ki onlaradır pek büyük azap.'' Al-i İmran / 105
Toplumsal Birleşim Ve İslami Vahdet...!!!
Bir düşünceye sahip olmak, aynı düşünceyi
paylaşmak, o düşünceye yakın olmak, veya farklı düşünceleri kabul etmek, farklı düşüncelere saygı göstermek
ve tahammül etmek, farklı inanç ve kültür yapısıyla bir arada yaşamak ve
yardımlaşmak toplumsal birleşim ve İslami vahdet'in kendisidir.
Tevhid inancı ve ahlak'ı anlayış bunu
gerektiriyor, Müslümanlar birleşmeli, birbirlerinin ellerinden tutmalı ve saygı
ve sevgiyle kucaklaşmalıdır. Müslümanların! Mezhebi, Dili, Rengi, Irkı,
Kültürü, Kimliği ne olursa olsun, Coğrafiyası ve Memleketi nere olursa olsun
birbirlerini olduğu gibi kabul etmeli ve toplumsal birleşimeyi ve islami
vahdeti sağlamalıdır.
Müslümanlar! hayata canlı tutunmalarının ve birbirlerine karşı saygı ve sevgi ile yaklaşmalarının
yegane sebebi İlahi muhabbetten kaynaklandığını bilmeleri gerekiyor. Eğer
Müslümanların kalplerinde İlahi sevgi ve muhabbet olmasaydı herşeyi kin, nefret
ve düşmanlık kapsar, İslam düşmanları kendi emperyalist ve gayrimeşru
emellerine ulaşmak için Müslümanları sürekli birbirine düşürmeye devam
ederlerdi. Dolayısıyla Ümmetin toplumsal birleşim ve İslami vahdet'in oluşumunu
sağlamaları bir zerurettir.
Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor
'' Hep birden Allah'ın ipine sımsıkı sarılın,
bölük bölük olmayın ve anın Allah'ın size verdiği nimeti, anın o zamanı ki
düşmandınız birbirinize, kalplerinizi uzlaştırdı, nimetiyle kardeş oldunuz.
İçinde ateş dolu bir çukurun tam kenarındaydınız, sizi kurtardı Allah, doğru
yolu bulursunuz diye delillerini böyle açıklar işte.'' Al-i İmaran / 104
'' Ey inananlar, sabredin, sebat edin, karşı
durun ve Allah'tan sakının, ancak bu sayede kurtulur, bu sayede üst
olursunuz.'' Al-i İmran / 200
Müslümanlar! İslam düşmanlarının karşısında
başarılı olmak istiyorlarsa, Siyonist ve Emperyalistlerin Ümmet arasına ekmeye
çalıştıkları kin, nefret ve düşmanlık tohumlarına dikkat etmeli, sabır ve
metanetle birbirlerinin fikirlerini, düşüncelerini, inanç ve kültürlerini
olduğu gibi kabul ederek birleşmelidir.
Hz. Resulüllah ( s.a.a) şöyle buyuruyor
'' Allah'ın rahmet eli toplumsal birleşimi
oluşturanlarladır.''
'' Toplumsal birleşimi oluşturan ümmetim
rahmette, Ayrım yapan ve bölünenler ise azaptadır.''
'' Müminlerin birbirine olan bağlılığı, Bir
binayı sağlam tutan tuğlalar gibidir.''
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor
'' Müminler hak üzere birlik olmalıdır, Çünkü
Allah hak iledir.''
Toplumsal Birleşim'in Önemi
Allah tarafından gönderilen Peygamberlerin en
büyük vazifesi bütün insanları Tevhid'e davet etmek, onlara dinlerini yaşatmak,
insanları din sancağının altında birleştirmek, ve bu dini hilelerle bölüp
parçalamak isteyen düşmanların hilelerini ortadan kaldırmak ve İlah-i adaleti
dünya'ya hakim kılmak için olmuştur.
İslami Vahdet'in Faydaları
1- Düşmanların saldırısını önler
2- Bireysel ve toplumsal gelişimi sağlar
3- Allah'ın özel rahmet'inin inişine vesile olur
4- Düşmana karşı üstünlük sağlamasına sebep olur
5- Toplumsal diyalog ve iletişimi pekiştirir
6- Toplumsal olumsuzlukları ve ihtilafları
ortadan kalıdırır
7- Hayırlı işlerde yarışmayı ve rekabeti teşvik
eder
9- Müminlere yardım etmeği ve dayanışmayı
oluşturur
10-Bireysel ve Toplumsal gelişmeye vesile olur
Dolayısıyla toplumsal birleşim ve İslami vahdeti
oluşturmak Müslümanların ihtilafını giderdiği gibi İslam düşmanlarına en büyük
darbeyi vurmaktadır.
Bozgunculuk Ve İhtilaflar...!!!
Müslümanların arasına mesafe bırakacak her türlü
haraket Şeytan fitnesidir. Onun öngördüğü herşey bozgunculuk ve ihtilafdır.
İslam toplumunda Mezhep, Irk, Renk, Dil ve Kültür
farkı gözeterek ayrım yapmak ve ötekileştirmek bozgunculuktur. Allah buna
musade etmiyor, eğer bir Müslüman bu sıfata sahipse acil olarak terketmelidir. Aksi takdirde Allah'ın gazabına
uğrayanlardan olur.
Bugün İslam düşmanları çeşitli oyun ve
entrikalarla Müslümanların arasına onarılması zor fitne tohumları ekerek
kardeşi kardeşe kırdırmaktadır. Şia ve Sünni ayrımı yaparak ihtilaf
salmaktadır. İhtilaf ve bozgunculuk İslam Ümmet'ini perişan etmiştir.
Müslümanlar! Münafık ve Fitneci düşmanların hilelerine aldanmamalıdır. Şia ve
Sünni'ye düşmanlık eden vahhabi ve selefi yobazlar ve onların tekfirci terörist
militanları Allah'ın bahşettiği bütün İlahi değerleri yok etmektedirler. Ve
bundan yararlanan uluslararası
Emperyalist ve Siyonist sömrü çeteleridir.
Suriye, Irak, Lübnan, Bahreyn, Afganistan,
Filistin, Miyanmar ve dünyanın her yerinde akan kan Müslüman kanıdır. Göz yaşı
hep Müslüman annelerin göz yaşıdır. Müslümanları katleden Siyonistler,
Emperyalistler ve onların maşası olan satılmış tekfirci Vahhabi ve
Selefi terör militanlarıdır.
Şia ve Sünni Müslümanlar İhtilaf ve
bozgunculuktan kaçınılmalıdır. Çünkü hepisinin Allah'ı, Peygamberi, Dini,
Kitabı, Sünneti, Kıblesi, Namazı, Orucu, Vs inançları birdir. hep beraber aynı Mukaddesata
inanıyorlar, Peki sorun ne...?
Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor
'' Ve şüphe yok ki, benim dosdoğru yolum, ona
uyun siz ve sizi, onun yolundan ayıracak yollara gitmeyin. Çekinip sakınasınız
diye işte bunları emretmiştir size.'' An'anam / 154
Ayeti Kerim'e doğru yolun Allah'ın emirlerine
itaat etmek olduğunu buyuruyor. Madem Müslümanlar tek bir Allah'a inanıyor ve
Onun emirlerine uymayı kendilerine bir vazife kabul ediyorlarsa? Neden
toplumsal birleşme ve İslami Vahdet'i sağlamıyorlar veya sağlayamıyorlar?
Elbette bunun bir çok nedeni vardır.? Ama..!
Müslümanların vahdet'i oluşturamamalarının yegane
sebebi, Ümmet'in başına bela ettikleri Zalim, Facir, Fasık ve iki yüzlü Münafık
idareci ve devlet adamlarıdır. Bunlar ellerinde bulundurduğu rejim ve iktidar
gücüyle kendi halkına zulüm etmektedir. Halkı sürekli aldatan, Şeytan gibi
yalan söyleyen ve her türlü ayrımcılığı yapanlardır. Müslümanlar İslamı yeteri
kadar bilmedikleri ve yaşamadıkları için, bu iki yüzlü münafık idarecilerin
söylemleri doğru kabul edilmektedir. Ama ne yazık ki halk hiç bir zaman bu
yalan ve aldatmaca söylemlerin yarar ve zararını hesaba katmadan onların
yaptıkları yanlışları onaylamaktadır.
İslam ülkelerinin tamamına yakını Emevilerden
kalma diyanet denilen Şeytan kurumu vardır. Bu kurumda paralı ve tasmalı saray
Hocaları beslenmektedir. Bu tasmalı ve satılmış Hocaların yardımıyla
istedikleri tebligatı yaptırarak tağut rejimlerini meşrulaştırmaktadır.
Satılmış ve tasmalı Molla bozuntularının ise dinden imandan zerre kadar
alakaları yoktur, Çünkü bunların derdi, ne Allah ve ne dindir. Bu saray
Molaları iyi maaş ve geleceklerini garanti altına almak ve tağut rejimin
emirlerini yerine getirmek için gayret göstermektedir. Devletin bunlara verdiği
yetki kadar konuştururlar, onlar ise aldıkları direktif ve emirleri yerine
getirirler.
Bu anlatımlar Devletin aleyhine ve zararına
olduğundan Kur'an ve İslam dan bahsetmezler, hatta kendileri dahi devletin
aleyhine olan şeyleri asla konuşmazlar, çünkü onlar bu tağut rejimleri maşru ve
başlarındaki Facir, Fasık ve ikiyüzlü Münafık idarecileri ise '' ULİL EMR''
(Emir sahipleri) olarak kabul ediyorlar.
İslam..! tarih boyu bu tasmalı saray molla
bozuntularının söylem ve eylemlerinden dolayı hep darbe almış ve ihanete uğramıştır. Ne acıdır ki bu
saray Mollalarının amirliğini yapan Facir ve Fasık idareciler onların
yanlarında kendilerini göstererek halkın temiz duygularıyla oynayıp gayri meşru
emellerine ulaşmak için toplumlar arasında düşman yaratma gayreti içerisinde
olmuşlardır. Tabi bununla yetinmeyen Fasık İdareciler ölen mazlum insanların
kanı üzerinde siyaset yapmaktadır.
Birkaç gün
önce ABD başkanı Obama'ya terör örgütü Işid'ı şuana kadar neden engellemediniz
soran muhabire şöyle bir cevap verirken gerçek niyetlerinide açıklıyor, Irak'ın
kuzeyi ile Suriye'nin başkenti Şam arasındaki boşluğu bir Sünni devleti
kurmakla doldurabileceklerini dost ve müttefik bölge ülkelerinin üstlendikleri
büyük sorumluluk ve destekleriyle gerçekleştirebileceklerini söylerken, aslında
şunu haykırıyor ey zavallı Müslümanlar biz sizleri aldatıyoruz, çünkü Suriye'de
zalim bir diktatör yoktur, ama biz bu kavramı yarattık, Irak Şia'sı ile Suriye
Alevi'si yok edilmelidir, ve bir Sünni devleti kurulmalıdır, ve bunun
gerçekleşmesi için Esad ile Maliki zulüm eden zalimlerdir söylemleriyle
insanları inandırmalıydık, aksi takdirde Terör örgütünü teşvik edemezdik, ve
sizleride buna inandıramazdık,
ABD,
Siyonist İsrail ve İngiltere dünyanın dörtbir yanında nerde piskobat,
uyuşturucu bağımlısı, Alkolik, Din Allah tanımayan ipsiz sapsız ortada kalmış
insan görünümünde ki zavallı insanları Dolar karşılığı topladılar, Arabistan,
Katar ve Türkiye'nin yardımıyla ellerine verdikleri moderin silahlar'la mazlum,
masum ve çaresiz insanların canına salarak, cihad adı altında çocuk, kadın,
yaşlı, sivil ve asker demeden toplu katliamlar yapıyorlar, Kafalar kesiyorlar
ve kadınlara tecavuz ediyorlar,
kadınları belirli Dolar karşılığı pazarlıyorlar, İslam'ın bütün mukaddes
değerlerini, Peygamberlerin, Ashabın ve Evliyaların Türbelerini ve camileri
dinamitlerle patlatarak yok ediyorlar. Bunların asla ne Sünni nede başka bir
İnançla alakaları yoktur sözde İslam devleti kuracaklar, Mazlumların kanının ve
Namuslarının üzerine nasıl İslam devleti kurulabilir? Eğer böyle bir şey mümkün
olsaydı emeviler muvaffak olurlardı.
Obamanın söylediği bu sözden birkaç gün öncede
malesef Dışişleri bakanı Davutoğlu aynı söylemleri kullanmıştı,
Ey benim mütedeyyin ve mümin Ehl-li Sünnet
kardeşim mümkünmüdür İslam mezhep'lerinin herhangi birinde savunmasız ve masum
insanları katletmek ve namuslarını helal bilmek fetvası verilebilir? Hiç bir
İslam mezhebi'nin böyle sapık fetvası yoktur ve olamaz, böyle bir sapık fetva
ancak ve ancak ABD, Siyonist ve İngiliz güdümlü İslam dışı sapık Vahabbi ve
Selefi inancında sözkonusudur. ve zaman zaman sapık ve cahil Kardavi gibi Şeyh
bozmaları böyle sapık fetvalar veriyorlar.
Dolayısıyla bu
Emperyalist uşaklarının attıkları yalan nutuklara aldanmayalım, ve
birbirimizi düşman görüp Emperyalist ve Siyonistlerin ekmeğine yağ sürmeyelim
ve sürdürmeyelim.
Müslümanlara karşı oynanan bu oyuna karşı
uyanmalı, Kendilerine çeki düzen vermeli ve İslam Ümmeti arasında bozgunculuk
yaparak fitne tohumları ekmek isteyenledere müsamaha göstermemelidir. Çünkü
onlar uluslararası Emperyalist ve Siyonist çetelerin çıkarları uğruna
Müslümanları birbirine düşürmektedirler.
Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor
'' Onlar, öyle kişilerdir ki Allah'ı ve
Peygamberlerini inkar ederler, Allah'la Peygamberlerinin arasını ayırmak
isterler ve bazısına inandık, bazısına inanmadık derler ve imanla küfür
arasında bir yol tutmak isterler.'' Nisa / 150
''
Dinlerini parça parça bölüp bölük bölük fırkalara ayıranlarla hiç bir
ilgin olamaz ve şüphe yok ki onların bu hareketlerini Allah soracaktır ancak ve
sonra da işledikleri işleri haber verecekler onlara.'' Anam / 159
Ayetlerde belirtildiği gibi bu Şeytan ve Tağut
temsilcileri Hakkı inkar ederler, halkıda aynı istikamette yürütmek için bol
bol Hakkın diliğle konuşurlar, bunlar Batıl'ı Hakk ve Hakk'ı ise Batıl
göstermek ve Ümmet arasında fitne çıkarmak, Bozgunculuk yapmak ve İhtilaf üretmek
için gayret göstermektedir. Müslümanlar özüne dönmelidir, Allah'ın Resulün'e,
Kur'an ve Ehl-i Beytin'e sarılmalıdır, Müslümanlar birbirlerinin arasında hiç
bir fark gözetmeden, kardeşce birbirlerine sahip çıkmalıdır, aksi takdirde bu
bozguncu ve ihtlafcı zalimler Müslümanlara bir çok acıları yaşatmaktan geri
durmayacaktır.
Kur'an-i Kerim şöyle buyuruyor
'' Allah'a ve Peygamberlerine inananlara ve
içlerinden hiçbirini ayırt etmeyenlere gelince; Onlara ecirleri verilecektir ve
Allah, suçları örten rahimdir.'' Nisa / 153
Allah böyle buyururken Müslümanlar nasıl farklı
düşünebilirler, Eğer Müslümanlar Allah'a ve Resulün'e gerçek manada itaat
etseler düşman asla araya nifak tohumu ekemeyecektir.
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor
'' Allah'ın dininde İhtilafa düşmeyin, Çünkü hak
birlik olmakta karar kılınmıştır. Ama siz onu hafife aldınız. Ayrımcılık yapmak
ve ihtilaf üretmek batıldır, Ama bu
kulağa hoş gelen bir seda olarak gördüğünüz için ondan kaçınmadınız, Allah
geçmişten günümüze kadar bütün toplumlar arasında ihtilafa düşen ve bozgunculuk
yapanlara asla merhamet etmemiştir.''
Hz. Resulüllah (s.a.a) şöyle buyuruyor
'' İhtilafa düşmeyin, çünkü sizden öncekiler
ihtilafa düşerek yok olup gittiler.''
İmam Ali (a.s) :
'' Allah'a yemin ediyorum ki bir kavim size
musallat olacaktır. Onlar batıl olmalarına rağmen tek Ümmet, sizler hak
olmanıza rağmen bölük bölük ve parça parça olacaksınz.''
'' Eğer cahiller susmayı tercih edebilselerdi,
İnsanlar arasında ihtilaf ve ayrışma olmazdı.''
Hadislerde belirtildiği gibi ayrımcı ve ihtilafın
ne denli büyük bir müsibet olduğu ve ne gibi büyük facialara sebeiyet verdiğini
anlamak için biraz aklı kullanmak yeterlidir.
Bozgunculuk Ve İhtilaf'ın Neticesi
1- Toplumsal ve Siyasal fitnelerin gelişmini
sağlar
2- Katliam, yağma ve ihaneti oluşturur
3- Elde edilen bütün sermayenin boşa gitmesine
sebep olur
4- Şahsiyyetli insanları terörize ettirir
5- Müslümanlar arasında düşmanlığı sağlar
6- İslam ve Müslümanların düşmanlarının
sevinmesine neden olur
7- Müslümanları birbirinden uzaklaşmasının önünü
açar
8- Kalbin siyahlaşması ve amellerin batıl
olmasına sebep olur
9- Allah ve Resul'ün (s.a.a) gazaplanmalarına
sebebiyet veririr
Müslümanlar hangi İnanç ve Mezhep'ten olursa
olsun İtikati ihtilafları bir kenara bırakmalı ve Allah'ın ipine sarılmalıdır.
Din kardeşliğini pekiştirmelidir. İslam'ın mukaddesatına, Peygamberlerine,
Evliyalarına, seçkin Sahabelerine ve Camilerine sahip çıkmalıdr. ABD, Siyonist
İsrail ve Uluslararası Empeyalist çetelerin uşaklığını yapan ve onların çıkarlarına
hizmet eden satılmış Vehhabi ve Selefi bozması tekfirci terör unsurlarına karşı
İslami Vahdet'i oluşturmalıdır. Aksi takdirde sudan bahanelerle Ümmetin arasına
ihtilaf salan ve bozgunculuk yapan hem tarih önünde, hem mahşeri kübrada
Allah'ın, Resul'ünün, Kur'an ve Ehl-i beyt'inin huzurunda cevap verecek dilleri
ve yüzleri asla olmayacaktır.
Dini liderler; Ayetullah Seyyid Ali Haminei Şöyle
buyuryor: '' Ehl-i beyt Şia'sı ile Ehl-i Sünnet
arasına ihtilaf salmak isteyen ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin mükkaddesatına
dil uzatan ve hakaret eden kim olursa olsun haindir. Bunlar Ehl-i beyt'e ve
Mektebin'e en büyük ihaneti yapmıştır.
Yine Taklid merci Ayetullah Seyyid Ali Sistani
şöyle buyuruyor: Ehl-i Sünnet bizim din kardeşimizdir diye söylenmeyin. Ehl-i
Sünnet kardeşlerimiz bizim canımızdır.
Allah Müslümanların arasına bozgunculuk ve
İhtilaf salmak isteyen her kim olursa olsun eğer hidayete layıksa Allah hidayet
etsin, Eğer hidayete layık değilse Allah kahrı perişan etsin inş.
Allahumme Accil li Veliyyikel Farach-u
Vesselamu Aleykum Varehmetullah-i Vabere Katuh-u
Tevekkül EROL
15,08,2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder