Bismillahirrahmanirrahim
''Sabah, akşam, rızasını dinleyerek rablerine
dua edenlerle beraber sabret ve dünya yaşayışının ziynetini diliyenlere uyup
ayırma gözlerini onlardan ve bizi anmamaları için gönüllerine gaflet verdiğimiz
heva ve heveslerine uymuş ve işi hadden aşıp taşmış kişiye itaat etme.'' Kahf Suresi / 28
2006 Yılında Emperyal ve siyonist medya çete elamanların Hz. Resulüllah'a
(s.a.a) alçakça saldırısıyla başlayan Danımarka karikatür krizi, buna paralel
olarak zaman zaman ahlaksız ve hayasızca tekrarlanan ve İslam ümmetini derinden
üzen bu tip çirkin ve hadsiz olaylara karşı gerekli tepkiyi yanlış metodlarla
uygulamak isteyen, ve son olarak Fıransada
07,01,2015 tarihinde Cahrlie Hebdo
saldırısında 12 kişinin öldürülmesinden sonra İslam inkılabı ve dünya
müslümanları rehberi İmam Hamenei'nin ( Allah ömrünü uzun, bereketli ve
sayesini ümmetin üzerinden eksik etmesin) Kuzey Amerika ve Avrupa gençliğine
hitaben yazdığı mektuptan almamız gereken dersler.
Tefekkür, akıl ve kalplerimizi aydınlatan bu mektuptan çıkarılması gereken
dersler sadece bizim bireysel hayatımız ve alanımızı ilgilendiren bir konu
değildir. Bu gerçekte kendimizle beraber aile, toplum, ülke ve dünyanın siyasi,
kültürel, iktisadi, toplumsal, ahlaki ve manevi alanını ilgilendiren bir
konudur.
Bugün dünyada Emperyalist ve Siyonist çetelerin sadece islam ümmetinin
gençliğine değil belki bütün mustazaf halk ve gençliği üzerinde nasıl oyun
oynadıklarını çok net bir şekilde görmekteyiz. Başta büyük şeytan Abd, batı
emperyalizmi, siyonist çete gurupları ve onların İslam coğrafiyasında ki İslam
ümmetinin başına musallat olan tağut sistemlerin fasık, facir ve münafık
idareci kolları elbirliğiyle gençliği
iki gruba ayırarak kendi gayri meşru siyasi amellerini icaraata dökmek
ve saltanatlarını sürdürmek istemişlerdir.
A- Humanizm : Batı emperyalizmi; gençleri batının kokuşmuş kültüründe bilim adı altında
yaratıcıdan, akıldan, ahlaktan, maneviyat ve insani değerlerden yoksun bırakmak
ve tek gücün kendi beyin zekasında
olduğunun safsatasıyla yozlaştırmış ve öte yandan gençleri içinden çıkılmaz
büyük bir bela olan kumar, alkol, uyuşturucu ve şehvet bataklığının içine
sürüklemiş, beyin terörizesi yaparak onların yaşam alanlarını kendi doktirinlerine
göre dizayn etmişlerdir.
B- Cehalet ve Terör: Başta büyük şeytan Abd, (İmam Humeyni (r,a) buyurduğu gibi) şeytanın ana
karnı İngiltere, siyonist çete, batı emperyalizmi ve onların İslam
ülkelerindeki kukla uşakları, islam coğrafıyasının geri kalışı için her türlü
çabayı göstermiş ve bu coğrafıyada yaşayan ümmetin gençlerini cehalet içinde
bırakmışlardır.
Dolayısıyla cehalette bırakılmak istenen gençlik her türlü yanlış şeyi
yapmaya müsait hale getirilmiştir. Bugün empeyalist ve siyonistler kendi çıkarları
doğrultusunda terör guruplarını para karşılığı eğitip donatmak, çeşitli
eylemleri gerçekleştirmek ve islam coğrafıyasını sebatsızlaştırmak için her
türlü korku, cinayet, katliam ve tecavüzlerle yangın yerine çevirmeye
çalışmışlardır.
Bu cehalet içinde bocalayan emevi zihnietli vahhabizmin zavallı gençleri dini
eğitimden uzak tutmak aynı zamanda din adına terörize etmek için büyük
harcamalar yapmaktadırlar.
Değerli gençler burada bize düşen ve rehberin bize sunmak istediği şey
dürüstlük, yalandan uzak, Hz. Resulüllah'ı (s.a.a) doğru okuyarak doğru
tanımak, İslamı iyi araştırıp gerçeğini bulmak, Kur'an-ı kerimi okuyup onunla
iç içe olmak ve yaratıcımız olan Allah-a hakkıyla ulaşmaktır.
Dört ana konuyu Kur'an, Hz. Resulüllah (s.a.a) ve Ehl-i beyt hadislerinden öğrenmek ve
hayatımızda eksiksiz uygalamak şartıyla, hem batının Humanizm safsatasından hem
de mürteci zihniyetin uyguladığı cehalet ve terör illetinden kurtulabliriz. Bu
dört konuyu kısaca tanıyalım.
Basiret
Basiret, İnsanın nefsin arzu ve isteklerin tuzağına düşmemesi, evren ve
yaşamın hakikatına arif olması, dini, maneviyatı, ahireti ve dünya yaşamını
doğru algılaması, gerçekleri gözardı etmemesi ve yaşanan olayları kalp gözü ve
akıl yoluyla çözmesi, ufku geniş olması ve kalp gözü açık olması demektir.
Kur'an-ı kerim şöyle buyuruyor: ''De ki işte bu, benim yolum; ben de
can gözüm açık olarak sizi Allah'a çağırmadayım, bana uyanlar da o çeşit
çağırmada ve Allah'ı tenzih ederim ve ben müşriklerden değilim.'' Yusuf suresi
/ 108
'' Şüphe yok ki rabbinizden görgüler ihsan edildi size. Kim can gözünü açıp
görürse faydası kendisine, kör olanın ziyanı da gene kendine ve ben, sizin
üstünüze dikilmiş bir bekçi değilim.'' An'am suresi / 104
Hz.Resulüllah (s.a.a) şöyle buyuryor: ''Allah, ilim ve basireti, dünya arzu ve
isteklerinden vazgeçen kimseye verir.''
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Aklın doğruluğu ve çabukluğu, onun
algılamasına ve görüşüne bağlıdır.
'' Yalan ve sahte arzu ve istekler, kalbin görüşünü kapatıp kör eder.''
'' Zekalı insan, fazilet ve insani değerlerini canlı tutan kimsedir.''
Bu ayet ve hadisler ışığında rehberin bizden istediği, geçmişte dünyada
gerçekleşen, bugün gerçekleşmekte olan ve gelecekte gerçekleşecek olayları iyi
analiz edip basiretimizle değerlendirmemiz
için doğru ilim ve bilgiyle donalımlı olmamızdir.
Ğuluvv ( Aşırıcılık)
Allah'ın haddını aşarak insanları uluhiyet makamına çıkarmak veya avam
insanları peygamberlerin makamına oturtmak, Hz.Uzeyr ve Hz.İsa peygamberi
Allah'ın oğlu gören Yahudi ve Hırıstıyan gibi aşırıcılık yapmak demektir.
Kur'an-ı kerim şöyle buyuruyor: ''De ki: Ey kitap ehli, haksız yere
dininizde, aşırı gitmeyin ve evvelce hem sapmış, hem çoğunu saptırmış ve doğru
yolu bırakıp sapıklığa dalmış olan kavmin dileklerine uymayın.'' Maide suresi /
77
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Benim nezdimde iki kesim helak olmuştur.
''Aşırıcılık yapan dost, Kin ve Nefrette bulunan düşman.''
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Dikkat edin aşırıcılar
gençlerinizi fesada sürüklemesinler, çünkü Allah katında insanların en kötüsü
aşırıcılardır. Onlar Allah'ı aşağı çekip insanların seviyesine indirirler ve
insanlara da ilahlık makamı verirler, Allah'a and olsun aşırıcılar Yahudi,
Hırıstıyan, Ateşperest ve Müşriklerden daha kötüdür.
İmam yine şöyle buyuruyor: Bir gurup İmam Ali'ye (a.s) gelerek şöyel
dediler: Ey bizim rabbimiz selam olsun sana, İmam Ali (a.s) onlardan tevbe
etmelerini istedi, onlar tevbe etmediler
ve İmam Ali (a.s) bir kuyu kazarak içinde ateş yaktı ve başka bir kuyu
daha kazdı, iki kuyu arasında tünel yaptı ve imam tekrar tevbe etmelerini
istedi, onlar tevbe etmeyince kuyunun birine aşırıcıları doldurdu ve diğerine
ateşi verdi ve o ateşin sıcaklığıyla hepsi öldü.''
Değerli gençler, aşırıcılığın tehlikesinin ne kadar büyük olduğunu bu ayet
ve hadislerden görmekteyiz, bugün islam coğrafıyasından çıkan ve emperyalist ve
siyonistler tarafından kulanılan bir çok mürteci aşırı yobaz zavallı insanlar
vardır, onlar Ehl-i beyt adı altında malesef bazen görsel ve bazen de
söylemlerle rehberimize, müctehitlerimize ve mektebimizin mükaddesatına hakaret
ederek şer güçlere hizmet etmektedirler.
Bu noktada özellikle değerli alimlerimizle birebir irtibata geçerek
doğruları öğrenmeli ve bu tuzaklara düşmemeliyiz.Yüce rehberin buyurduğu gibi
gerçek nebevi İslam ve Ehl-i beyt Şia'sının karşısında Amerika islamı ve
İngiliz Şiası üretilmiş ve İslam ve Şia'nın çehresini çirkinleştirmek için her
türlü gayreti göstermektedirler. Dolayısıyla çok dikkatlı olunmalıdır.
İfrat Ve Tefrit ( Taşkınlık Etmek ve Haddi Aşmak)
İslamda, en önemli hususlardan biri, taşkınlık etmemek ve haddini
aşmamaktır, insan her şeyin kuralına göre hareket etmeli, vazifesini bilmeli ve
ona uymalıdır. Bugün terör gurupları tarafından ahlaksızca işlenen tüm cinayet,
katliam ve tecavüzlerin temelinde yatan asıl neden aşırıcılığın getirdiği
taassupculuk yoluyla taşkınlık yapma ve haddini aşma olarak görmekteyiz.
Bu amansız hastalıktan kurtulmanın tek yolu Allah'ı, Hz. Resulüllah'ı
(s.a.a), Kur'an-ı, İslamı,Velayeti ve özellikle Mehdeviyyet mektebini doğru
okumak ve onlara yönelmek için gerçek ve tahrifsiz ilim kapısı olan Velayeti
Fakihi tanımak ve ona sımsıkı sarılmakla mümkündür. Bunun dışında taşkınlık ve
haddini aşma cehaletinin içerisinde kaybolup gideceğimizi ve belaya mübtela
olacağımızı asla unutmamalıyız.
Kur'an-ı kerim şöyle buyuruyor: ''Gerçekten de ziyana uğramışlardır;
Allah,a kavuşmayı yalan sayanlar nihayet ansızın başlarına kıyamet kopunca
günahlarını sırtlarına yüklenirler de yaptığımız taşkınlıklardan dolayı
yazıklar olsun bize derler; ne de kötü yüktür taşıdıkları yükler.'' An'am
suresi / 31
'' Sabah, akşam, rızasını diliyerek rablerine dua edenlerle beraber sabret
ve dünya yaşayışının ziynetini diliyenlere uyup ayırma gözlerini onlardan ve
bizi anmamaları için gönüllerine gaflet verdiğimiz heva ve heveslerine uymuş ve
işi hadden aşıp taşmış kişiye itaat etme.'' Kahf suresi / 28
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor:''Cahil ve bilgisiz insanı ancak ifrat (
taşkınlık eden) ve tefrit,ci ( Haddini aşan) olarak görürsün.''
İtidal ( Orta Yol)
Doğru yolu bulmak ve orta yolu sahiplenmek insanın dinini koruması anlamına
gelir, insanın en değerlisi aşırıya kaçmadan orta yolu bulan kimsedir. İslamı
doğru tanımlama ve ona uyma, Hz. resulüllah'ı (s.a.a) tanıma ve ona itaat etme
ve Ehl-i beyt (a.s) yolunu takip etmek aşırıcılıktan ve haddi aşmaktan kaçınmak
ve orta yol ile sağlam hedefe ulaşması demektir.
Kur'an-ı kerim şöyle buyuruyor: ''İşte böylece bütün insanlara
tanıklık etmeniz, peygamberin de size tanık olması için sizi, o doğru yolun tam
ortasında giden bir ümmet yapmışızdır...... '' Bakara suresi / 144
'' Elini boynuna bağlama, tamamiyle de açma, sonra kendini kınar ve bir
şeye gücün yetmiyerek pişman bir halde oturur kalırsın.'' İsra suresi / 29
'' Ve öyle kişilerdir onlar ki yoksullara birşey verince ne israf ederler,
ne de az verirler, ikisinin arasını bulurlar.'' Furkan suresi / 68
İmam Ali (a.s) şöyle buyuryor: ''Mümin bir insanın yolu orta yoldur, bu
yolla ilerleyişini eksiksiz sürdürerek herhangi bir engele takılmadan Rabbine
ulaşır.''
Allah'ın bize sunduğu bu tehlikeli yolları bilerek doğru yolu bulmak için
hareket etmeliyiz. Bu yollardan iki tanesi '' İfrat, Tefrit ve Ğuluv'' ümmetin gençlerinin cehaletinden yararlanarak müslümanı birbirine
savaştırmak istiyorlar, eğer diğer iki tanesi '' Basiret ve İtidal'' hayatımızda
hakim olursa islamın sunduğu asıl hedefe ulaşmamızda bir engel kalmayacaktır.
bunları hayatımızda uygulamamız için islamın cihad ruhunu kalplerimize
işlememiz gerekmektedir,
Rehberin bize verdiği en büyük hediye islamın mesajını şeffaf birşekilde
iyi algılamalıyız, şunu çok iyi bilmeliyiz ki dünyanın en büyük bilim ve
düşünce uygarlığını yaratan ve büyük ilim adamlar yetiştiren islam
medeniyetidir. bizler yalan, kötülük ve kötülerden uzak durmalıyız, hem
kendimizi ve hemde etrafımızı doğru ilim ve bilgilerle aydınlatmalıyız, İslamın
hoşgörü siması omuzlarımızda parlamkta ve o güzel simanın müdafasını akıl ve
cihad ruhuyla korumalı ve tahrifsiz yaşatmalıyız.
Emperyalist ve Siyonist çetelerin İslam ümmetinin gençlerini huşunet ve
husumet çehresiyle terörize görümüne sokmak istemelerine müsamaha ve müsade
etmemeliyiz, bu çabalara bizler Kur'an ve Ehl-i beyt öğretileri ışığında bilgi,
birikim, akıl ve ahlaki çerçeve içerisinde karşı durmalıyız ve bizleri İslamın
güzelliklerinden uzaklaştırmak için tasarladıkları çalışmaları bozmalıyız ki
bizden sonra gelecek nesillerimiz bu güzel inanç ve mektebin yaşamasını
sağlayabilsinler.
Değerli kardeşlerim hayatın '' İman, Chad Ve Sabır'' dan ibaret olduğunu
asla unutmamalıyız, bu üç etken bizleri Hz. Begiyyatullah İmamı zaman
Hz.Mehdi'nin (af) zuhuruna zemine oluştaracak bir olgu olacağını bilmeliyiz.
Allah İslam İnkılabını Payıdar, Rehber-i Azimuşşanı muhafaza, ağa İmamı
Zaman Hz. İmam Mehdi'nin (af) zuhurunu
acil ve hepimizi o aziz imamın hak ve gerçek askerlerinden karar kılsın
inşellah.
Vesselamu aleykum ve rehmetullah-i ve berekatuh
Tevekkül EROL
22,11,2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder