Bismillahirrahmanirrahim
Hz. Resülullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Gerçekten Hüseyin (a.s)
hidayet meş'alesi ve kurtuluş gemisidir“.
İmam Hüseyin'in (a.s) hareketinin bugüne kadar
sarsılmadan ve tahrif edilmeden nasıl gelişini inceleyeceyiz.
Sınırları Arabistan'dan Mısır'a, Şam'dan İspanya'ya, Irak’tan
İran'a ve büyük bir coğrafyayı kaplayan şeytan ve tağut devletinin başında
bulunan Muaviye oğlu Yezid, atalarından aldığı gayri meşru, putperest ve şirk
inancını İslam toplumuna tekrar hakim kılma amacı gütmekteydi. Bu zavallı zat,
ahlaksız, dinsiz, inançsız ve insanlık değerlerinden tamamen yoksun aynı
zamanda zamanının çoğunu sürekli şarap içerek, kadınlarla eğlenerek, maymun ve
köpek oynatarak geçirmekteydi. Yezid, Firavun, Nemrut, Şaddat, dedesi Ebu Sufyan ve babası Muaviye gibi
zulmün temsilcisi zalim ve kafir bir diktatördü, şirk ve Şeytan siyasetini topluma
hakim kılmak için hiç bir zulümden geri kalmadı. Sınırsız zulümler yaptı,
orantısız güç kullandı, katliamlar yaptı, cinayetler işledi, hayasızca
müslümanların namuslarını kirletti. Kerbela katliamından iki yıl sonra
Medine’ye saldırarak Resülullah'ın (s.a.a) mübarek kabrini yıktı, müslümanları
katletti ve namuslarını kirletti, bir yıl sonra da Mekke'ye saldırarak Kabe'yi yaktı, onun tek amacı
şirkin yolunda öldürülen atalarının ve akrabalarının intikamını Al-i
Resülullah'tan (s.a.a) almak ve Resülullah'ın mübarek ismini toplumun arasından
kaldırmaktı. Yezid, Şam’ın yeşil sarayında İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek başını ayaklarının arasına almış, İmam’ın
mübarek yaralı dudaklarına elinde ki çubukla vurarak şu mısraları söylüyordu:
„Ey Bedir ve Uhud da öldürülen atalarım ve
akrabalarım şimdi burda olupta kalkıp görseydiniz nasıl da intikamınızı aldım
diye sevinirdiniz“. Bu Al-i Sufyan'ın kafir
olduklarına en büyük delildir. Resülullah'ın (s.a.a) vefatından sonra
başlatılan toplumu ahlaki, sosyal, kültürel, toplumsal ve itikati yozlaştırma
ve inançsızlaştırma operasyonu özellikle Muaviye döneminde hız kazanmış, oğlu
Yezid döneminde ise tavan yapmıştır. Maruf'u (iyiliği) anlatmak unutulmuş, Hak
tamamen ayaklar altına alınmış, Kur'an-ı
Kerim topraklara gömülmüş, adaletin
direği yıkılmış, doğruluk
ortadan kaldırılmış, Beyt-ül mal talan olmuş ve manevi değerler toplumdan
tamamen sökülüp atılmıştı. Kötülük iylik olarak anlatılmış, batıla meyil
çoğalmış, adaletsizlik, fesad,
sahtekarlık,
hokkabazlık, ahlaksızlık,
günah insanların bütün hücrelerine işletilmiştir.
Bundan dolayı İmam Hüseyin (a.s) kıyamının
felsefesini bu eksende şöyle açıklamaktadır: „Kıyamımın, emr-i bilmaruf ve
nehyi anil
münker ile Yezid hükümetinin sebep olduğu gayri insani ve İslami uygulamalarına
ve bozukluluklarına karşı mücadeleden ibaret olup bir başka sebebine de işaret
ederek Şöyle
buyurmaktadır: "Eğer onlar benden biat etmemi istemeseler bile, ben
yine de
sessiz kalmayacağım. Çünkü benim, hilafet düzeniyle muhalefet etmem, sadece
Yezid’e biat etmek meselesi üzerinde değildir. Ki onlar
biat hususunda sustukları vakit bende susmayı tercih edeyim. Belki Yezid ve
onun gibileri ile ailelerinin varlığı zulüm ve fesadın yayılmasına sebep olduğu
gibi, İslam ahkamının da değişmesine sebep olmuştur. Bana düşen vazife, bu
bozuklukları düzeltmek, marufu emir ve münkeri nehyetmek vazifesini yapmak,
ceddim Resülullah’ın(s.a.a) sünnetini diriltmek, Babam Ali’inin yolunu ihya
etmek, adaleti yayamak, beni ümeyye hanedanının düzensizliklerini kökünden
temizlemek için, kıyam etmektir. Böylece bütün dünya bilmelidir ki, Hüseyin
makam ve servet peşinde olmadığı gibi fesad ve bozgunculuk çıkaran bir şahıs da
değildir."
Evet,
böyle ki bir zamanda Maşug'un (Allah'ın) yer yüzünde ki gerçek mümin kulları
ayağa kalkması gerekiyordu. İmam Hüseyin
(a.s) şöyle buyuruyor:
"Görmüyormusunuz
Hakka amel edilmiyor, batıldan kaçınılmıyor, böyle
bir zamanda Allah'ın mümin kuluna haktır ki ölümü talep etsin, ben ölmeyi
saadet, zalimlerle yaşamayı ise zillet biliyorum. ( Hey hat minez-zilleh)
zillet bizden uzaktır, zillete asla boyun eymeğeceyim....,"
İmam
Hüseyin (a.s) yine buyuruyor:
"Eğer
ceddim Muhammed’in (s.a.a) dini ayakta kalmayacaksa ey kılıçlar, alın beni,(
parçalayın)"
Bu
şartlar oluştuğu zaman Maşug (Allah) tecelligah'ı olan Kerbela'nın hazırlatmasını istedi, bu
isteye gerçek aşık (İmam Hüseyin a.s) Lebebyk dedi ve Maşug'un tecelligahına
her şeyini feda etmek, ( Raziyeten, Merziyyeh) yani hem O'nu kendinden razı etmek, hem de
kendi O'ndan razı olmak için gitti, buna derler Aşk kervanı.
İmam
Hüseyin (a.s) Maşug’una öyle bir Aşıktı ki 71 yaranı O’nu kendilerinin canlı cenneti
gördüler ve İmam'ın Aşkı ile Maşug’a ulaşmak için yarışarak şehadet şerbetini
içtiler. Maşug'un tecelligahında Aşk ateşiyle yanıp tutuşan Aşk kervanın siması
ve esası Kur'ani sima ve esası üzerine kurulmuştur.
Bu
Tevhid'in şirke, hakkın batıla, haykırışının tecellisidir.
Maşug'un tecelligahı Kerbela‘da tüm çirkrflikleri ortadan kaldıran Aşığın
güzelliğidir. Kanın kılıca galip gelişinin belgesidir. Onurun ve İzzetin, zilleti
yok edişinin özetidir. Bu Velayet ve Kur'an'ın tüm
çağlara hakim kılınışının destanıdır. Bu tüm zamanların Yezidilerinin
zulüm ve şirk sistemlerinin yok edileceğinin müjdesidir.
Maşug
(Allah)'a Aşık (İmam Hüseyin a.s)'ın haraket'inin Kur'ani Oluşu:
"Kur'an-ı
Kerim tüm sözlerin efendisi, İmam Hüseyin (a.s) ise tüm şehidlerin efendisidir."
Mac'me'ul Beyan c.2 s. 361 Kamil'izziyaret
İmam
Zeynal Abidin (a.s) dua kitabı Sahife-i Seccadiye’de şöyle
buyuruyor: "Kur'an-ı Kerim adalet ile
hüküm eder, İmam Hüseyin (a.s) buyuruyor: "Ben
adaleti tesis etmek için kıyam ettim." 'Cami'ul
Ehadisi Şia c. 12 / s. 481
Kur'an-ı
Kerim öğüt kitabıdır; Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor:
"Ey
insanlar, rabbinizden size bir öğüt, gönüllerdeki dertlere şifa, inanalara
hidayet ve rahmet geldi." Yunus / 57
İmam
Hüseyin (a.s) Aşura günü karşısındaki küfrün ordusuna karşı şöyle buyurdu:
"Tüm
ashabımı ve yarenlerimi şehid ettiniz, şimdi ise beni öldürmek için acele
ediyorsunuz, acele etmeyin sizleri Allah ve O'nun
Resulüne
(s.a.a) itaat etmeği öğütler, sünneti uygulamaya, zalime boyun eğmemeye ve dine
yardım etmeye davet ediyorum." Leva'ic-ul Eşcan- s.26
Kur'an-ı Kerim doğru yolu gösteren bir hidayet kitabıdır; Ayet-i Kerim’e
şöyle buyuruyor:
"Doğru yolu
göstermede, derken inandık ona ve kat'iyen hiçbir kimseyi, Rabbimize ortak saymıyacağız". Cinn /2
İmam Hüseyin (a.s) Medine, Mekke, Mekke Kerbela yolu
arası ve Kerbela'da insanlara hitaben hep şunu vurguluyordu:
"Ben sizleri
doğru yola ve hakka amel etmeye davet ediyorum." Leva'ic-ul
Eşcan- s. 128
Kur'an-ı Kerim büyük bir kitabdır; Ayet-i Kerim’e
şöyle buyuruyor:
"Andolsun ki
biz sana, tekrarlanan yedi ayeti ve pek büyük olan Kur'an-ı verdik.'' Hicr/87''
Resülullah (s.a.a)
buyuruyor: "Ben aranızda iki ağır ve paha biçilmez emanet
bırakıyorum, Allah'ın kitabı Kur'an ve benim Ehl-i beyt'im...", Behar'ül
Envar / c.98 s. 239. Bundan anlaşılıyor ki İmam Hüseyin (a.s) Kur'an gibi büyüktür ve müminler
arasında sürekli anılan yüce bir şahsiyet olması hasebiyle tarih onu hep zikir
etmektedir.
Kur'an-ı
Kerim hak,
güvenlir ve gerçektir; Ayet-i
Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Ve şüphe yok ki o elbette
güvenilir ve gerçeğin ta kendisidir." Hakka / 51
İmam Hüseyin (a.s) hakkında ziyaret duasında şöyle
okuyoruz:
"O kadar sadık ve halis
davrandın ki yakin ve güvenilir makamına ulaştın sen." Kamiluz Ziyaret / 202
İmam Hüseyin'in (a.s) bu vasfı o kadar belirginleşmişti
ki, şehid olduğunda Rabbinin huzurunda bu teslimiyetini çok net bir şekilde
ortaya koymuş ve
şehadet anında Maşug’una şöyle sesleniyordu: "İlahi! Senin kaza ve kaderine
razıyım, senin emrine teslimim ve senden
başka inanılacak ve ibadet edilecek birisi yoktur."
Kur'an-ı
Kerim şafa'at
kitabıdır; Ayet’i
Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Onda Müminler için şafaat ve rahmet vardır."
ve yine ziyareti Aşura'da şöyle buyuruyor:
"Allah'ım bana kıyamet
günü İmam Hüseyin'in (a.s) şafa'atını nasip eyle." Ziyareti
Aşura
Sahifeyi Seccadiye'nin 42. duasında Kur'an-ı Kerim
hakkında şöyle buyuruyor:
"O, ( Kur'an)
kurtuluş ve öncü meş'alesidir".
İmam Hüseyin'in (a.s) ziyaret duasında şöyle buyuruyor:
"O, (Hüseyin) hidayet bayrağıdır.'' Kamiluz
Ziyaret / 70
Kur'an-ı
Kerim şifa verendir; Ayet-i
Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Ve biz, Kur'an'dan,
inananlara şifa ve rahmet olan ayetleri indirmedeyiz ve bunlar zalimlerin ancak
ziyanlarını artırır.'' İsra
/82'
"İmam Hüseyin'in (a.s)
mübarek türbesi ve toprağı inanan herkese şifa vermektedir.'' Menlayehzer ul fakih c. 2. s. 446''
"Kur'an-ı Kerim
hikmetin kalesi ve ölçüsüdür.'' El-Heyat c. 2 s. 140''
"İmam
Hüseyin'in (a.s) alemlerin Rabbi olan Allah’ın Hikmet sarayının kapısıdır.'' Mefatih-ul Cinan''
İmam Ali (a.s) Nehcül Belağa'da şöyle buyuruyor: "Kur'an'ı Kerim marufu (iyiliği) emreder, münkerden ( kötülük
ve günah) sakındırır.'' Nehcül Belağa, hutbe 182
İmam Hüseyin (a.s) buyuruyor: "Ben
insanlığa marufu (iyiliği) emretmek münkeri (kötülük ve günah) nahiy etmek için kıyam ettim.'' Maktelil Harezmi c.1
s.188
Kur'an'ı Kerim nurdur; Ayeti Kerim’e şöyle
buyuruyor:
"Ey insanlar; size
rabbinizden reddi mümkün olmayan bir delil gelmiştir ve size apaçık bir nur
indirmişizdir.''
Nisa / 174
İmam Hüseyin (a.s) Kur'an gibi bir nurdur; duada
şöyle buyuruyor:
"Hüseyin!
(a.s) Sen asla sönmeyen bir nursun.'' Kamil uz-Ziyaret / 200
Kur'an'ı Kerim bütün zamanlar ve çağlar ötesi bir kitap
ve bir kaynaktır;
Hadisi şerifte şöyle buyuruyor:
"Kur'an ne
belirli bir zaman, ne de belirli bir toplum için gelmiştir, belki O, tüm zaman
ve insanlar için inmiştir.'' Sefinet-ul Bihar c. 2 s. 413
"İmam Hüseyin (a.s) ve Kerbela kıyamı tüm zaman ve
insanlar için gerçelidir. Dolayısıyla tarih boyu unutulmamış ve unutulmayacağı gibi
onun nuru ve meş'alesi de asla sönmeyecektir.'' Maktalil
Mukarram
Kur'an-ı Kerim mübarek ve kutludur; Ayet-i
Kerime şöyle buyuruyor:
"Bir kitaptır bu ki onu,
mübarek ve kutlu olarak sana indirdik, ayetlerini iyice bir düşünsünler aklı
başında olanlar ve ondan öğüt alsınlar diye.'' Sad
/ 29
İmam Hüseyin (a.s) ve şehadeti Kur'an gibi İslam ümmetine kutlu ve
bereket kaynağıdır. İmam'ın (a.s) kendisi şöyle buyuruyor: "Allah'ım! Benim şehadetimi mübarek
ve bereketli kıl. '' Maktalil
Harezmi
Kur'an-ı
Kerim asla tahrif edilmemiştir; Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
"Çekinsinler diye arapça,
eğrisi büğrüsü olmayan, dosdoğru Kur'an bu". Zümer / 28
"İmam Hüseyin (a.s) bir an
olsun haktan batıla asla meyil etmedi. Hakkı kendisi gibi insanlara da tercih
etmelerini istedi. Ve bunun için hep mucadele etti.'' Furu'u Kafi
c.4 s.561
Kur'an-ı Kerim şerefli ve kerametlidir; Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
"Şüphe yok ki
bu, pek güzel ve şerefli Kur'an'dır.'' Vakia/ 77
"İmam Hüseyin
(a.s) güzel ahlaka ve şerefli bir soya ve makama sahiptır.'' Nefes-ul Mahmum/ 7
Kur'an'ı Kerim eşsiz ve azizdir. Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
"Kur'an, kendisine tebliğ
edildikten sonra kafir olanlar; ve hem de şüphe yok ki bu Kur'an, eşsiz ve
üstün bir kitaptır ki.''
Fussilat / 41
"İmam Hüseyin (a.s) hiç
bir zaman zillete boyun eğmedi ve zalime onay vermedi, hep üstün ve aziz
yaşayarak izzet yolunda eşsiz bir kıyam gerçekleştirdi, o hep maşuguna aşıktı
herşeyini feda ederek ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise zillet biliyordu,
bunun için şehadeti tercih etti. Yaşam sloganı ise hep 'Heyhat minez-zilleh' oldu.'' Lehuf 54
Kur'an sarsılmaz bir kaledir: hadisi şerif şöyle
buyuruyor:
"Kur'an'ı
Kerim sarsılmaz ve yıkılmaz bir kale ve akıl sahipleri için bir hidayet meş'alesidir.'' Bihar-ül Envar c.
92 s. 31
İmam Hüseyin (a.s) Kur'an-ı Kerim
gibidir. Hz. Resülullah (s.a.a) şöyle buyuruyor:
"Hüseyin(a.s)
gerçekten kurtuluş gemisi ve hidayet meş'alesidir.'' Pertu'i az Azamati
Hüseyin (a.s)
Kur'an-ı
Kerim açık bir delildir. Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
“Yahut da
bize de kitab indirilseydi onlardan daha mükemmel bir surette doğru yolu
bulurduk diye söylenmiyesiniz diye şüphe yok ki Rabbinizden size de apaçık bir
delil, bir hidayet ve rahmet geldi. Allah'ın delilllerini yalanlayıp onlardan
yüz çevirenden daha zalim kimdir ki? Delillerimizden yüz çevirenleri, bu yüz
çevirmeleri yüzünden en kötü azapla azaplandıracağız yakında.''
An'am / 157
İmam
Hüseyin (a.s) Kur'an'ı Kerim gibidir, buyuruyor:
“Şehadet
ediyorum ki sen Rabbin tarafından apaçık bir ayet ve delilsin.''Furu'u
Kafi c.4 s.565
Kur’an’ın
sakin ve yavaş yavaş okunması emr ediliyor; Kur'an'ı Kerim şöyle buyuruyor:
“Yahut
biraz önce ve oku Kur'an'ı, harfleri sayılırcasına, tane tane ve yavaş yavaş”.
Muzammil / 4''
“İmam
Hüseyin'in (a.s) mübarek kabri şerifini ziyaret ederken ayaklarını yavaş
hareket ettir ve öyle ziyaret et tavsiyesi edilmiştir.''
Kamil-uz Ziyaret
Kur'an'ı Kerimi mahzun kalp ile oku. Hadisi şerif
şöyle buyuruyor:
„O‘nu (Kur'an'ı Kerimi) hüzünlü
ve duygulu oku.'' Vesa'il uş-Şia c.4 s. 857
İmam
Hüseyin'i (a.s) anarken ve yad ederken hüzün ile an diyor hadisi şerifte.
“İmam
Hüseyin'i (a.s) anan kalpler ve gönüller hüzünlenir, kulaklardan duyulan sesler
göz yaşartısına dönüşür.'' Kamil-zu Ziyaret''
Evet, bu
iki değer birlikte olmasaydı Kerbela kıyamında Maşug’un rengi olamazdı, Kur'an'i
simanın olmadığı bir hareket ve kıyam da Tevhid renginin olması mümkün olmadığı
gibi o kıyamın başarılı olmasıda mümkün değildir. Kerbela‘da Kur'an-ı samit ile
Kur'an-ı natık birleşince İlahi reng ortaya çıkmış oldu. Evet İmam Hüseyin
(a.s) Kur'an-ı natık ve İlahi kelamın rengidir.
Vesselamun Aleykum Verehmetullahi veberekatuh.
Allahumme Accil li Veliyyike-l Ferec
Tevekkül
Erol
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder