1 Aralık 2013 Pazar

MAŞUG'UN TECELLİGAH'I KERBELA -1-

 Bismillahirrahmanirrahim

Hz. Resülullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: Gerçekten Hüseyin (a.s) hidayet meş'alesi ve kurtuluş gemisidir“.
İmam Hüseyin'in (a.s) hareketinin bugüne kadar sarsılmadan ve tahrif edilmeden nasıl gelişini inceleyeceyiz.

Sınırları Arabistan'dan Mısır'a, Şam'dan İspanya'ya, Irak’tan İran'a ve büyük bir coğrafyayı kaplayan şeytan ve tağut devletinin başında bulunan Muaviye oğlu Yezid, atalarından aldığı gayri meşru, putperest ve şirk inancını İslam toplumuna tekrar hakim kılma amacı gütmekteydi. Bu zavallı zat, ahlaksız, dinsiz, inançsız ve insanlık değerlerinden tamamen yoksun aynı zamanda zamanının çoğunu sürekli şarap içerek, kadınlarla eğlenerek, maymun ve köpek oynatarak geçirmekteydi. Yezid, Firavun, Nemrut, Şaddat, dedesi Ebu Sufyan ve babası Muaviye gibi zulmün temsilcisi zalim ve kafir bir diktatördü, şirk ve Şeytan siyasetini topluma hakim kılmak için hiç bir zulümden geri kalmadı. Sınırsız zulümler yaptı, orantısız güç kullandı, katliamlar yaptı, cinayetler işledi, hayasızca müslümanların namuslarını kirletti. Kerbela katliamından iki yıl sonra Medine’ye saldırarak Resülullah'ın (s.a.a) mübarek kabrini yıktı, müslümanları katletti ve namuslarını kirletti, bir yıl sonra da Mekke'ye saldırarak Kabe'yi yaktı, onun tek amacı şirkin yolunda öldürülen atalarının ve akrabalarının intikamını Al-i Resülullah'tan (s.a.a) almak ve Resülullah'ın mübarek ismini toplumun arasından kaldırmaktı. Yezid, Şam’ın yeşil sarayında İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek  başını ayaklarının arasına almış, İmam’ın mübarek yaralı dudaklarına elinde ki çubukla vurarak şu mısraları söylüyordu:
„Ey Bedir ve Uhud da öldürülen atalarım ve akrabalarım şimdi burda olupta kalkıp görseydiniz nasıl da intikamınızı aldım diye sevinirdiniz“. Bu Al-i Sufyan'ın kafir olduklarına en büyük delildir. Resülullah'ın (s.a.a) vefatından sonra başlatılan toplumu ahlaki, sosyal, kültürel, toplumsal ve itikati yozlaştırma ve inançsızlaştırma operasyonu özellikle Muaviye döneminde hız kazanmış, oğlu Yezid döneminde ise tavan yapmıştır. Maruf'u (iyiliği) anlatmak unutulmuş, Hak tamamen ayaklar altına alınmış, Kur'an Kerim topraklara gömülmüş, adaletin direği yıkılmış, doğruluk ortadan kaldırılmış, Beyt-ül mal talan olmuş ve manevi değerler toplumdan tamamen sökülüp atılmıştı. Kötülük iylik olarak anlatılmış, batıla meyil çoğalmış, adaletsizlik, fesad, sahtekarlık, hokkabazlık, ahlaksızlık, günah insanların bütün hücrelerine işletilmiştir.
Bundan dolayı İmam Hüseyin (a.s) kıyamının felsefesini bu eksende şöyle açıklamaktadır: „Kıyamımın, emr-i bilmaruf ve nehyi anil münker ile Yezid hükümetinin sebep olduğu gayri insani ve İslami uygulamalarına ve bozukluluklarına karşı mücadeleden ibaret olup bir başka sebebine de işaret ederek Şöyle buyurmaktadır: "Eğer onlar benden biat etmemi istemeseler bile, ben yine de sessiz kalmayacağım. Çünkü benim, hilafet düzeniyle muhalefet etmem, sadece Yezid’e biat etmek meselesi üzerinde değildir. Ki onlar biat hususunda sustukları vakit bende susmayı tercih edeyim. Belki Yezid ve onun gibileri ile ailelerinin varlığı zulüm ve fesadın yayılmasına sebep olduğu gibi, İslam ahkamının da değişmesine sebep olmuştur. Bana düşen vazife, bu bozuklukları düzeltmek, marufu emir ve münkeri nehyetmek vazifesini yapmak, ceddim Resülullah’ın(s.a.a) sünnetini diriltmek, Babam Ali’inin yolunu ihya etmek, adaleti yayamak, beni ümeyye hanedanının düzensizliklerini kökünden temizlemek için, kıyam etmektir. Böylece bütün dünya bilmelidir ki, Hüseyin makam ve servet peşinde olmadığı gibi fesad ve bozgunculuk çıkaran bir şahıs da değildir."
Evet, böyle ki bir zamanda Maşug'un (Allah'ın) yer yüzünde ki gerçek mümin kulları ayağa kalkması gerekiyordu.  İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyuruyor:
"Görmüyormusunuz Hakka amel edilmiyor, batıldan kaçınılmıyor, böyle bir zamanda Allah'ın mümin kuluna haktır ki ölümü talep etsin, ben ölmeyi saadet, zalimlerle yaşamayı ise zillet biliyorum. ( Hey hat minez-zilleh) zillet bizden uzaktır, zillete asla boyun eymeğeceyim....,"
İmam Hüseyin (a.s) yine buyuruyor:
"Eğer ceddim Muhammed’in (s.a.a) dini ayakta kalmayacaksa ey kılıçlar, alın beni,( parçalayın)"
Bu şartlar oluştuğu zaman Maşug (Allah) tecelligah'ı olan Kerbela'nın hazırlatmasını istedi, bu isteye gerçek aşık (İmam Hüseyin a.s) Lebebyk dedi ve Maşug'un tecelligahına her şeyini feda etmek, ( Raziyeten, Merziyyeh) yani hem O'nu kendinden razı etmek, hem de kendi O'ndan razı olmak için gitti, buna derler Aşk kervanı.
İmam Hüseyin (a.s) Maşug’una öyle bir Aşıktı ki 71 yaranı O’nu kendilerinin canlı cenneti gördüler ve İmam'ın Aşkı ile Maşug’a ulaşmak için yarışarak şehadet şerbetini içtiler. Maşug'un tecelligahında Aşk ateşiyle yanıp tutuşan Aşk kervanın siması ve esası Kur'ani sima ve esası üzerine kurulmuştur.
Bu Tevhid'in şirke, hakkın batıla, haykırışının tecellisidir. Maşug'un tecelligahı Kerbela‘da tüm çirkrflikleri ortadan kaldıran Aşığın güzelliğidir. Kanın kılıca galip gelişinin belgesidir. Onurun ve İzzetin, zilleti yok edişinin özetidir. Bu Velayet ve Kur'an'ın tüm çağlara hakim kılışının destanıdır. Bu tüm zamanların Yezidilerinin zulüm ve şirk sistemlerinin yok edileceğinin müjdesidir.
Maşug (Allah)'a Aşık (İmam Hüseyin a.s)'ın haraket'inin Kur'ani Oluşu:
"Kur'an-ı Kerim tüm sözlerin efendisi, İmam Hüseyin (a.s) ise tüm şehidlerin efendisidir." Mac'me'ul Beyan c.2 s. 361 Kamil'izziyaret
İmam Zeynal Abidin (a.s) dua kitabı Sahife-i Seccadiye’de şöyle buyuruyor: "Kur'an-ı Kerim adalet ile hüküm eder, İmam Hüseyin (a.s) buyuruyor: "Ben adaleti tesis etmek için kıyam ettim." 'Cami'ul Ehadisi Şia c. 12 / s. 481
Kur'an-ı Kerim öğüt kitabıdır; Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor:
"Ey insanlar, rabbinizden size bir öğüt, gönüllerdeki dertlere şifa, inanalara hidayet ve rahmet geldi." Yunus / 57
İmam Hüseyin (a.s) Aşura günü karşısındaki küfrün ordusuna karşı şöyle buyurdu:
"Tüm ashabımı ve yarenlerimi şehid ettiniz, şimdi ise beni öldürmek için acele ediyorsunuz, acele etmeyin sizleri Allah ve O'nun Resulüne (s.a.a) itaat etmeği öğütler, sünneti uygulamaya, zalime boyun eğmemeye ve dine yardım etmeye davet ediyorum." Leva'ic-ul Eşcan- s.26
Kur'an-ı Kerim doğru yolu gösteren bir hidayet kitabıdır; Ayet-i Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Doğru yolu göstermede, derken inandık ona ve kat'iyen hiçbir kimseyi, Rabbimize ortak saymıyacağız". Cinn /2
İmam Hüseyin (a.s) Medine, Mekke, Mekke Kerbela yolu arası ve Kerbela'da insanlara hitaben hep şunu vurguluyordu:
"Ben sizleri doğru yola ve hakka amel etmeye davet ediyorum." Leva'ic-ul Eşcan- s. 128
Kur'an-ı Kerim büyük bir kitabdır; Ayet-i Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Andolsun ki biz sana, tekrarlanan yedi ayeti ve pek büyük olan Kur'an-ı verdik.'' Hicr/87'' 
 Resülullah (s.a.a) buyuruyor: "Ben aranızda iki ağır ve paha biçilmez emanet bırakıyorum, Allah'ın kitabı Kur'an ve benim Ehl-i beyt'im...", Behar'ül Envar / c.98 s. 239. Bundan anlaşılıyor ki İmam Hüseyin (a.s) Kur'an gibi büyüktür ve müminler arasında sürekli anılan yüce bir şahsiyet olması hasebiyle tarih onu hep zikir etmektedir.
Kur'an-ı Kerim hak, güvenlir ve gerçektir; Ayet-i Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Ve şüphe yok ki o elbette güvenilir ve gerçeğin ta kendisidir." Hakka / 51
İmam Hüseyin (a.s) hakkında ziyaret duasında şöyle okuyoruz:
"O kadar sadık ve halis davrandın ki yakin ve güvenilir makamına ulaştın sen." Kamiluz Ziyaret / 202
İmam Hüseyin'in (a.s) bu vasfı o kadar belirginleşmişti ki, şehid olduğunda Rabbinin huzurunda bu teslimiyetini çok net bir şekilde ortaya koymuş ve şehadet anında Maşug’una şöyle sesleniyordu: "İlahi! Senin kaza ve kaderine razıyım, senin emrine teslimim ve senden başka inanılacak ve ibadet edilecek birisi yoktur."
Kur'an-ı Kerim şafa'at kitabıdır; Ayet’i Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Onda Müminler için şafaat ve rahmet vardır."
ve yine ziyareti Aşura'da şöyle buyuruyor:
"Allah'ım bana kıyamet günü İmam Hüseyin'in (a.s) şafa'atını nasip eyle." Ziyareti Aşura
Sahifeyi Seccadiye'nin 42. duasında Kur'an-ı Kerim hakkında şöyle buyuruyor:
"O, ( Kur'an) kurtuluş ve öncü meş'alesidir".
İmam Hüseyin'in (a.s) ziyaret duasında şöyle buyuruyor:
"O, (Hüseyin) hidayet bayrağıdır.'' Kamiluz Ziyaret / 70
Kur'an-ı Kerim şifa verendir; Ayet-i Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Ve biz, Kur'an'dan, inananlara şifa ve rahmet olan ayetleri indirmedeyiz ve bunlar zalimlerin ancak ziyanlarını artırır.''  İsra /82'
"İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek türbesi ve toprağı inanan herkese şifa vermektedir.'' Menlayehzer ul fakih c. 2. s. 446''
"Kur'an-ı Kerim hikmetin kalesi ve ölçüsüdür.'' El-Heyat c. 2 s. 140''
"İmam Hüseyin'in (a.s) alemlerin Rabbi olan Allah’ın Hikmet sarayının kapısıdır.'' Mefatih-ul Cinan''
İmam Ali (a.s) Nehcül Belağa'da şöyle buyuruyor: "Kur'an'ı Kerim marufu (iyiliği) emreder, münkerden ( kötülük ve günah) sakındırır.'' Nehcül Belağa, hutbe 182
İmam Hüseyin (a.s) buyuruyor: "Ben insanlığa marufu (iyiliği) emretmek münkeri (kötülük ve günah) nahiy etmek  için kıyam ettim.'' Maktelil Harezmi c.1 s.188
Kur'an'ı Kerim nurdur; Ayeti Kerim’e şöyle buyuruyor:
"Ey insanlar; size rabbinizden reddi mümkün olmayan bir delil gelmiştir ve size apaçık bir nur indirmişizdir.'' Nisa / 174
İmam Hüseyin (a.s) Kur'an gibi bir nurdur; duada şöyle buyuruyor:
"Hüseyin! (a.s) Sen asla sönmeyen bir nursun.'' Kamil uz-Ziyaret / 200
Kur'an'ı Kerim bütün zamanlar ve çağlar ötesi bir kitap ve bir kaynaktır;
Hadisi şerifte şöyle buyuruyor:
"Kur'an ne belirli bir zaman, ne de belirli bir toplum için gelmiştir, belki O, tüm zaman ve insanlar için inmiştir.'' Sefinet-ul Bihar c. 2 s. 413
"İmam Hüseyin (a.s) ve Kerbela kıyamı tüm zaman ve insanlar için gerçelidir. Dolayısıyla tarih boyu unutulmamış ve unutulmayacağı gibi onun nuru ve meş'alesi de asla sönmeyecektir.'' Maktalil Mukarram
Kur'an-ı Kerim mübarek ve kutludur; Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
"Bir kitaptır bu ki onu, mübarek ve kutlu olarak sana indirdik, ayetlerini iyice bir düşünsünler aklı başında olanlar ve ondan öğüt alsınlar diye.'' Sad / 29
İmam Hüseyin (a.s) ve şehadeti Kur'an gibi İslam ümmetine kutlu ve bereket kaynağıdır. İmam'ın (a.s) kendisi şöyle buyuruyor: "Allah'ım! Benim şehadetimi mübarek ve bereketli kıl. '' Maktalil Harezmi
Kur'an-ı Kerim asla tahrif edilmemiştir; Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
"Çekinsinler diye arapça, eğrisi büğrüsü olmayan, dosdoğru Kur'an bu". Zümer / 28
"İmam Hüseyin (a.s) bir an olsun haktan batıla asla meyil etmedi. Hakkı kendisi gibi insanlara da tercih etmelerini istedi. Ve bunun için hep mucadele etti.'' Furu'u Kafi c.4 s.561
Kur'an-ı Kerim şerefli ve kerametlidir; Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
"Şüphe yok ki bu, pek güzel ve şerefli Kur'an'dır.'' Vakia/ 77
"İmam Hüseyin (a.s) güzel ahlaka ve şerefli bir soya ve makama sahiptır.'' Nefes-ul Mahmum/ 7
Kur'an'ı Kerim eşsiz ve azizdir. Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
"Kur'an, kendisine tebliğ edildikten sonra kafir olanlar; ve hem de şüphe yok ki bu Kur'an, eşsiz ve üstün bir kitaptır ki.'' Fussilat / 41
"İmam Hüseyin (a.s) hiç bir zaman zillete boyun eğmedi ve zalime onay vermedi, hep üstün ve aziz yaşayarak izzet yolunda eşsiz bir kıyam gerçekleştirdi, o hep maşuguna aşıktı herşeyini feda ederek ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise zillet biliyordu, bunun için şehadeti tercih etti. Yaşam sloganı ise hep 'Heyhat minez-zilleh' oldu.'' Lehuf 54
Kur'an sarsılmaz bir kaledir: hadisi şerif şöyle buyuruyor:
"Kur'an'ı Kerim sarsılmaz ve yıkılmaz bir kale ve akıl sahipleri için bir hidayet meş'alesidir.'' Bihar-ül Envar c. 92 s. 31
İmam Hüseyin (a.s) Kur'an-ı Kerim gibidir. Hz. Resülullah (s.a.a) şöyle buyuruyor:
"Hüseyin(a.s) gerçekten kurtuluş gemisi ve hidayet meş'alesidir.'' Pertu'i az Azamati Hüseyin (a.s)
Kur'an-ı Kerim açık bir delildir. Ayet-i Kerime şöyle buyuruyor:
“Yahut da bize de kitab indirilseydi onlardan daha mükemmel bir surette doğru yolu bulurduk diye söylenmiyesiniz diye şüphe yok ki Rabbinizden size de apaçık bir delil, bir hidayet ve rahmet geldi. Allah'ın delilllerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kimdir ki? Delillerimizden yüz çevirenleri, bu yüz çevirmeleri yüzünden en kötü azapla azaplandıracağız yakında.'' An'am / 157
İmam Hüseyin (a.s) Kur'an'ı Kerim gibidir, buyuruyor:
“Şehadet ediyorum ki sen Rabbin tarafından apaçık bir ayet ve delilsin.''Furu'u Kafi c.4 s.565
Kur’an’ın sakin ve yavaş yavaş okunması emr ediliyor; Kur'an'ı Kerim şöyle buyuruyor:
“Yahut biraz önce ve oku Kur'an'ı, harfleri sayılırcasına, tane tane ve yavaş yavaş”. Muzammil / 4''
“İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek kabri şerifini ziyaret ederken ayaklarını yavaş hareket ettir ve öyle ziyaret et tavsiyesi edilmiştir.'' Kamil-uz Ziyaret
Kur'an'ı Kerimi mahzun kalp ile oku. Hadisi şerif şöyle buyuruyor:
„O‘nu (Kur'an'ı Kerimi) hüzünlü ve duygulu oku.'' Vesa'il uş-Şia c.4 s. 857
İmam Hüseyin'i (a.s) anarken ve yad ederken hüzün ile an diyor hadisi şerifte.
“İmam Hüseyin'i (a.s) anan kalpler ve gönüller hüzünlenir, kulaklardan duyulan sesler göz yaşartısına dönüşür.'' Kamil-zu Ziyaret''
Evet, bu iki değer birlikte olmasaydı Kerbela kıyamında Maşug’un rengi olamazdı, Kur'an'i simanın olmadığı bir hareket ve kıyam da Tevhid renginin olması mümkün olmadığı gibi o kıyamın başarılı olmasıda mümkün değildir. Kerbela‘da Kur'an-ı samit ile Kur'an-ı natık birleşince İlahi reng ortaya çıkmış oldu. Evet İmam Hüseyin (a.s) Kur'an-ı natık ve İlahi kelamın rengidir.
Vesselamun Aleykum Verehmetullahi veberekatuh.
Allahumme Accil li Veliyyike-l Ferec
Tevekkül Erol

26.11.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder