AİLE KURUMUN’UN ÖNEM VE GEREKLİLİĞİ
İnsan’ın kemale erme merdivenin birinci ayağı aile kurumudur.islami ölçüler içerisinde
kurulan aile kurumunda her türlü samimiyet, hoşgörü, güven, birlik, muhabbet,
saygı ve sevgi rüzgari hiç durmadan bir ömür
boyu esmektedir. o esinti içerisinde her türlü ruhi ve fiziki yorgunluk,
asabiyet, bıkkınlık ve rahatsızlıklar kayıp olup gittiği gibi hayatın tüm zor
şartlarında her anlamda kendilerini güçlü hissederek çevreye de iyi bir örenk
olacak şekilde haraket ederler.
İnsan kendisini şehvet ve her türlü günaha sebep oluşturacak şeylerden korunma gereksimi hisseder. Bu tehlikelerden korunması fesad ve ahlaksız şeylere kapılmaması için hayatını temiz sürdürebilirliğinin özü mukaddes aile kurumudur.
İnsan kendisini şehvet ve her türlü günaha sebep oluşturacak şeylerden korunma gereksimi hisseder. Bu tehlikelerden korunması fesad ve ahlaksız şeylere kapılmaması için hayatını temiz sürdürebilirliğinin özü mukaddes aile kurumudur.
Erkek ve kadın öyle bir biçimde yaratılmış ki her ikisininde birbirlerini
cezbetme özelliyiğle donatılmışdır. derinden birbirlerine aşık olma ve bir ömür
boyu bağlanma arzusunu taşırlar. Onların
birbirlerine olan bağlılıklarını hiç bir güç koparma cesaretine sahip olmaz.
Erkek ve kadının aile mutluluğu dünyanın aldatıcı ve geçici güzelliklerine
kapılmadan, Allah’ın kendilerine sunduğu
manevi yüklü duyguyla O’na itaat etmekten geçer. Böyle ki erkek ve kadın
kendilerinin doğru bir miras bırakacak eğitimli, ahlaklı, imanlı, dürüst ve
iftihar edilecek evlat yetiştirmek, ve
gerçek anne baba olmak için Allah
Rızası doğrultusunda çalışmaya gayret
göstermektedirler. bu aile kurumunun kendisinin salih bir yapıya sahip olduğu gibi
gelecek nesilleri de aynı doğrultuda olur.Anne ve baba’nın muhabbet ve sevgisiyle yetiştirilmiş
iyi bir evlat Kur’an-ın istediği bir insan olur. temiz evladın temeli ise
Allah’ın adıyla ve O’nun Rızası doğrultusunda okunan dini nikahla mümkündür. dini
akid ailede derin bir manevi aşk bırakır. Allah’ın Rızasıyla okunan akid (nikah)
insana gerçek aşkı sunar, bu İlahi aşk
insanın dünya ve ahiretinide kurtarır, çünkü içerisinde Allah’ın
eksilmez aşkı vardır.Hadisde vardır ki Allah’ın Rızası doğrultusunda evlenen
bir müslüman imanının yarısını kazanmış olur. yani evliliğin içerisinde şeytani
bir niyet ve yaşam tarzı olmaması gerekmektedir. İlahi aşk aile kurumuna canlı bir hayat sunar, Ama
Allah’ın sunduğu bu aşkı her aile bireyleri
anlayabilirmi? hayır anlayamaz. Çünkü anlayabilmesi için Allah’ın aşkını
kalbinde hissetmesi lazım bunuda herkes yapamaz. Çünkü bu aşk iman ve takva ile
orantılıdır.iman ve takvadan yoksun olan bir şahıs ve ya bir aile kurumu bu
aşkı algılayamaz. Bu aşkı algılayamayan erkek ve kadın kendilerinden sonrası
için temiz bir nesil yetiştirmeleri gerektiğinide anlayamazlar. Sadece kalplerinde
birbirlerine yaratıcının aşkıyla bağlı olan erkek ve kadın anlayabilir,
kendilerinden sonrası için iyi bir miras bırakmaları gerekiyor, Bu iyi ve temiz
mirasında temiz evlat yetiştirme olduğudur.Temiz evladın temeli Allah’ı en
mükemmel şekilde anmak, emirlerine kayıtsız ve şartsız itaat etmek ve haram
kıldığı yollardan arınmış temiz bir rızıkla olur. ve bunlardan doğacak çocuk Allah’a ve O’nun emirlerine itaatkar
bir kul ve iyi bir evlat olarak dünyaya gelmiş olur. işte bu doğru aile
yapılanmanın ürünü olarak ortaya çıkmaktadır.
Allah’ı razı etmeği ve O’nun aşkını kazanmayı insan bu noktada
anlayabilir. Aşkı anlamadan O’na bağlanmak ve O’nu hakiki manada anlamak mümkün
değidir.
Mecnun şöyle söyler:
Ben kimim? Leyla kim? her ikimiz de bir ruhuz, ama iki bedende
yaşarız. İnsanlar Bunları deli
bilirlerdi, ama bilemedikleri bir şey vardı, aşk deliliği ile öteki deliler
arasında olan farkın ne olduğudur.
Hekimane
delilere söz söyleme - Gerçek deli
aşk vadisini açandır.
Aile
kurumunda özellikle annenin önemi çok büyüktür. Eğer anneye annelik yapma
ortamı sağlanabilirnirse yani batıda olduğu gibi kadını sosyal hayatın tüm zor
şartlarında çalıştırma zorluğunda bırakmaz ve
Seyyit Razi ( r.a ); İmam Ali’inin (a.s ) sözleri ve mektupları olan
Nehcül belağe kitabını toparlayan İslam tarihinin çok büyük alimlerindedir. Bu
büyük zat çok küçük yaşta babasını kayıp ederek yetim kaldı.annesi çok zor
şartlarda büyük fedakarlık yaparak seyyit murtaza ve kardeşini islam ve
kur’an-ı Kerim terbiyesi, ve Ehl-i beyt
(a.s) ahlakı ile yetişdirdi. Her iki kardeşde kendi zamanın en büyük
alimlerinden oldular.bir gün annesinin kendileri için hiç yorulmadan yaptığı
fedakarlığa karşı ellerinden öperek şöyle dediler. Anneciğim eğer bütün anneler
senin gibi evlatlarını bu kadar güzellik içerisinde eğitip terbiye ederse,
cocuk babanın varlığında bile onun yokluğunu hissetmez.
‘’İmam Hüseyin (a.s); İnsanlığa örenek bir liderdir. İmam Hüseyin
(a.s) aile kurumuna bağlı mükemmel bir aile reisidir. İmam (a.s) Şöyle
Buyuruyor:
‘’And
olsun Allah’a; kızım sekine ve karım Rubab’ın olduğu evi çok seviyorum.
Onları
seviyorum ve malımı onlar için harcıyorum. asla onlara ilgisiz kalmıyorum,
Bunun için beni kimse kınamıyor.’’
Bunlar
bir aile kurumuna ihtiyac olan şeylerdir. Bir tarafda sevgi bağı bir
tarafda doğru eğitim ve ekonomi
sorunları gidermeyi sağlamak, o ailede
mutluluğu hakim kılar. Bu ihtiyaçlar
islam ölçülerine uygun bir şekilde karşılanırsa
kemale ulaşma noktasında insan haraket edebilir. İhtiyaçlar bu ölçüler içerisinde karşılanıp
giderilmezse o aile içerisinde dindarlık vasıfı kazanılamaz. Şüpesiz kemale
ulaşmış insan kendisini Allah’ın dininin merhamet kollarında yürür ve Allah’ın
yasakladığı şeyleri terk eder. Aile
kurumunun insanın dindar olmasında ki etkinliği.
Hz.
Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor:
‘’Her kim evlenir aile kurumu oluşturursa o dininin yarısını
kazanmıştır. Öteki yarısını ise Allah’a İtaat ederek kazanır.’’
Günahtan
kaçınarak temiz kalmak isteyen genç erkek ve kızlar dini esaslardan uzak
kalmamaları için çaba göstermeleri, ve islam ölçülerine göre davranarak aile
kurumunu oluşturup kendi aile düzenine zarar verecek davranışlardan kaçınmalılar, ve
öyleki girişimlere engel olmalıdırlar.
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle
buyuruyor:
‘’İslamda
hiç bir temel Allah katında evlilik temeli kadar sevimli ve güçlü değildir.’’
Evlilik;
islam ölçüleri içerisinde aşk ve sevginin temelidir. Bu olursa asla zayıflama
ve dağılma olmaz. Şairin dediği
gibi:
Her temel zarar görmeğe munasiptir - Ama aşk ve muhabbet üzerine kurulan temel hariç.
EVLİLİĞİN ÖNEMİ
Bekarlık insan için bir eksiklik, evlilik ise bir üstünlüktür. Çünkü
evlilik insanlığın bir çok bilinmezliğini ortaya çıkarttığı gibi, Din! hayatın
kendisidir, olduğunu anlar.
Hz. Resulullah’a (s.a.a) şöyle buyuruyor:
‘’İnsanların en kötüsü bekar olarak ölen kimsedir. Onlar en çok
cehennemi hakeden kimselerdir.’’
‘’Evli insanın iki rekat namazı
bekar insanın kıldığı dört rekat namazından, ve tuttuğu bir günün
oruçundan daha üstündür.’’
Hz. Resulullah (s.a.a) ümmetine çok sıkı tavsiye etmektedir.
‘’Evlenin ve çocuk sahibi olun
çocuğun anne ve babaya sadece bu dünyada değil,
belki ahirettede faydası vardır. Hatta düşürülmüş çocuklar bile cennet
kapısında durup anne ve babam bu kapıdan cennete girmeyene kadar ben cennete
girmeyeceyim.diye Allah’tan istekte bulunacaktır.’’
Bu konu gerçekten çok önemli, aile kurumunun
temelinin sağlam ve mutlu olmasının sebeplerinden bir tanesi anne ve babanın evlatlarını iyi bir eğitimden
sonra zamanında onlara evlenme telkinlerinde
bulunmalarıdır. Kız ve
oğlan ergenlik çağına girdiğinde onları evlendirin diye buyurulmuştur.
Bu konuda çok telkin
vardır.
Hz. Resulullah (s.a.a) defalarca minbere çıkarak şöyle buyurumuştur:
‘’Ey İnsanlar.! Kızlarınız ergenlik çağına girdiğinde onları evlendirin.
Çünkü ergenlik çağına girmiş bir kiz ağaç üzerinde ki meyveye benzer.eğer
ağaçta yetişmiş meyveyi zamanında koparıp almazsan, zamanı geçtikten sonra
kendisi düşer yok olup gider. Eğer kızlarınızı zamanında evlendirmezseniz
özelliğiğni kayıp edip kayıp olup gider.’’
Elbette
bu husus oğlan çocuğu içinde geçerlidir. ergenlik çağına giren bir oğlan
çocuğunu evlendirin; eğer evelndirmezseniz yanlış yollarda kayıp olup gider.
Allah Resulu’unun (s.a.a) sohbeti esnasında bazı şeyler bahane edilerek
mırıldanmalar yükseliyordu. Şöyle diyorlardı ya Resulellah kızlarımızı kiminle
evlendirelim.? Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: yeterli olana, yeterli
kimdir, ya Resulellah ? Hz. Resulullah (s.a.a) buyurdu: Ahlakı ve Dini güzel olan mümindir, o
mümin erkeğe verin. Mümin sizin için
yeterlidir. Eğer bir mümin erkek sizden
kızınızı isterse kızınızı o mümin gence verin.
İslam
toplumunun en büğük sorunu budur, bir mümin erkeğe kız vermemek için çok çeşitli bahaneler
bularak kızımızın mutluluğunu maddiyatta bulabileceğini var sayarak ahlakı ve dini güzel olana vermeyip fasık
erkeklerle evlendiriyoruz. Bu yolla toplum ahlak ve insani değerlerden
uzaklaşarak topluma fesadı hakim kılmaktadır. Bugun islam toplumuna hakim olan
ahlaksızlık ve fesad’tan daha büyük musibet olabilirmi.?
Hz.Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor:
‘’Kızını evlendirirken erkeğin ahlakı varmıdır.? Dini varmıdır.?araştırma yaptınmı.? ’’
Bugün anne
ve babalar erkek çocuklarına kız istemeğe gittiklrinde bu kızın ahlak ve dini
varmıdır. Asaleti nasıldır diye soruyorlarmı.? Ve ya kızlarını istemeğe gelen
anne babalar kızımızı isteğen erkek çocuğun dini, ahlakı ve asaleti varmıdır.? Dini,
ahlakı ve asaleti güzelmidir diye hiç soruluyormu.? Genelde sorulmuyor, çünkü
toplumun yaşayış tarzı islami olmadığı için sorulmuyor. Ve genel anlamda toplumda maddiyat üzerine kurulu bir düzen
anlayışı olduğu için din, ahlak ve asalet aranmadan maddi, fiziki çekicilik ve sadece
suni güzellik üzerine evlenmeler
yapılır. Bu evlilikler hiç bir zaman mutluluk vermediği gibi bu evlilikten
olacak çocuk hiç bir zaman imanlı, ahlaklı, iffetli ve Allah aşkıyla yaşayacak
birisi olmayacaktır.
İmam Cafer Sadık (a.s) buyuruyor:
‘’Kızını
dini bütün biriyle evlendir, Çünkü din sevgisi onu kocasına bağlar. Kocası
karısının sevgisinden dolayı ona zülüm etmez.’’
İmam’ın
sözü şu noktayı vurgulamaktadır dine bağlılık, aileye saygı ve sevgi bağlılığını
ve bir birine karşı doğru davranışı kazandırdığı gibi orada zülümde olmaz...
Tevekkül EROL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder