10 Şubat 2013 Pazar

İMAM HUMEYNİ (r.a) VE İSLAM İNKİLABI





İMAM HUMEYNİ (r.a) VE İSLAM İNKİLABI




Bismillahirrahmanirrahim
İslam inkilabı zaferinin 34 yılını kutlamaktadır. Dolayısıyla bu inkilabın getirisi ile götürüsünü, insanlığa neler kazandırdığını neler kayıp
ettirdiğini kısa bir analizle ortaya koyalım. 1962 yılında otuzaltı milyonluk İran halkı İmam Humeyni (r.a)’in önderliğinde 2500 yıllık bir
ipratorluğun son halkası Zalim, facir ve emperyalizmin uşağı olan Muhammed Rıza Şah Pehlevi diktatörlüğüne karşı kıyam başlattı. bu
kıyamın önderi İmam Humeyni (r.a) aynı yılın sonunda Türkiye ve daha sonra Iraka sürgün edildi. akabinde gittikçe artan halk hareketleri
ve yüzbinlerce erkek, kadın,yaşlı ve cocuk şehid verilerek 1979 yılına kadar sürdü. 1979 yılı şubat ayının onunda o muhteşem İslam inkilabı
gerçekleşti. ve bir yıl sonra referendum oylamasıyla halkın % 85’nin onayladığı islam cumhiriyeti resmiyet kazandı. Bu devlet gerçekte Hz.
Resulullah (s.a.a)’in medinede kurduğu ve 27 maddelik Kur’an anayasa taslağıyla yönetilen, ve Hz. Resulullah (s.a.)’dan 25 yıl sonra İmam
Ali (a.s)’in Kufe de kurduğu 5 yıl 2 ay süren islam ve velayet devletinin devamıdır. Nedenine gelince o gün Resulullah (s.a.a) döneminde
kafirler, müşrikler, yahudiler ve munafıklar ve İmam Ali (a.s) döneminde dış güçlerden destek alan Muaviye ve emsali ehl-i kitap inkarcı
munafık ve fasıklar kin ve nefretlerıyle yaıllarca askeri, siyasi, ekonomi, kültürel ve toplumsal baskılar uygulayıp savaşlar çıkartarak bu ilahi
devletileri yıkmak için uğraşlar verdiler. bugünde başlarında büyük şeytan Abd ve Siyonist çetelerin başını çektiği dünya emperyalist güçler
tam 34 yıldır aynı metodu uygulayarak islam inkılabını yıkmak için var güçleriyle çalışmaktadırlar. hedefin mukaddes oluşu düşmanı düşmanı
çaresiz bırakıyor ve düşman birşey yapamıyor. dolayısıyla bir çok sıkıntı ve belalarla karşı karşıya kalınabliniyor, hedefin mukaddes oluşu
insana her türlü zorlukları metanet ile aşmasını sağlıyor. Hz. Resulullah (s.a.a) İmam Ali (a.s) her türlü sıkıntı ve zorlukları yaşadılar ama asla
yıkılmadılar. Zalim ve şeytanın çocukları İmam Hüseyin (a.s) ve yarenlerini şehid edip Ehl-i beyt-ini esir ettiler ama şeytani hedefelerine
asla ulaşamadılar. İslam inkılabı gerçekleştikten sonra çok zor şartlarda olmalarına rağmen büyük şeytanlar seddam gibi bir kuklayı islam
inkılabını yok etmek için üzerlerine salıp 8 yıl savaştırdılar ama tasarladıkları şeytanı emellerinin hiç birine ulaşamadılar. Çünkü İslam
İnkılabının dayanağı nurlu Velayeti Fakih sistemidir.34 yıldır büyük şeytan Abd ve Siyonis çetelerin önderliğinde emperyalistler her türlü
siyasi, ekonomi, kültürel, sosyal, askeri ve toplumsal baskı ve ambargo uygulayarak hatta defalarca içte fitne çıkarttırarak rejimi dize getirip
inkılabı yoketmek isteselerde bunda muvaffak olamamışlardır. Çünkü gerçekleştirilen kıyam mukaddestir. Çünkü bu inkılap Hz. Mehdi
(a.f)’in evrensel devletinin oluşumunun ilk payesidir. Çünkü bu devlet Velayetin temsili ( Velayeti Fakih) devletidir. Bu devletin başında
bulunan lider İmam Humeyni (r.a)’in yetiştirdiği İmam Hamenei dir.

‘’Onlar, ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar; oysa kafirler istemeseler de, Allah kendi nurunu tamamlayacaktır.’’ Saff / 9
İslam İnkılabı dört ana temel üzerinde gerçekleşmiştir. Bu dört temel faktörün kendisi mukaddestir.

1 - Akıl Ve Tefekkür; Peygamberler ve Masum İmamlar ( Allah’ın selamı üzerlerine olsun) insanlığa dünya ve ahiret saadetini sunmak için
gelmişlerdir. Peygamberler ve Masum İmamların sistem felsefesinde akıl ve tefekkür ön pılandadır.çünkü Allah insanların akıllarıyla kabul
etmelerini istemektedir. Akıl vahyi kabul eder, vahyin güzelliği tefekkür edilererk amele dökülür, İslam inkılabı bu yolun takipcisi olarak
insanlara mutluluğu sunmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Düşman İslam İnkılabının güzelliklerini ve sunduğu mutluluğu yok etmek için
Oluşumundan bu güne kadar bir çok alandan saldırı gerçekleştirmiştir. Bu saldırılara karşı nasıl davranılması gerektiği hususunda akıllıca
ve üzerinde tefekkür edilerek bir taktik izlendiğini görmekteyiz. Bu güne kadar yapım ve uygulamada olan herşey akıl ve tefekkür yoluyla
olmuştur. Halk İslam İnkılabını akıl ve tefekkürle kabul etmişlerdir.

2 - Özgürlük, Bağımsızlık Ve Adelet; İnsan özgür, bağımsız ve adalet üzere yaratılmıştır. Peygamberler ve Masum İmamlar( Allah’ın Selamı
Üzerlerine Olsun) insanların bu vasıflarından ödün vermeden kula kul olmadan yaratıcıya kul olarak sosyal hayatta özgürce, onurla ve adelet
le yaşamalarını kazandırmak için gönderilmiştir. İnsan bu kavramlar üzerinde yaşama arzusuyla hareket etme isteyindedir. İnsan hayatını
bu kavramlardan uzaklaştıracak her türlü harakete tepki verme zaruriyetini yaratılış dizaniyle kendisinde zorunlu görmektedir. Her dönemin
emperyalist zorba güçleri halkları asırlarca bu yaratılış kavramından uzak tutarak kendi gayri meşru şeytani ve tağuti sistemlerini topluma
tahakkum kurarak baskı ve zülüm yoluyla halkları yozlaştırdılar. Bu yozlaşma özellikle islam toplumunu her şeyiğle geri götürdü. İlmi,
Ekonomi, Teknoloji, Siyasi, Ahlaki, İtikadi ve Sosyal gelişmeden mahrum bırakılan halklar emperyalist güçlere köle ettirildi. Bunu hisseden
İran halkı İmam Humeyni (r.a)’ın önderliğinde ayağa kalktı, tıpkı yer altındaki fayhattında biriken enerji patlamasıyla gerçekleşen büyük
deprem gibi, adaletsizliye, zülme, köleliye, haksızlığa ve Allah’tan yoksun sürdürülen hayata ve kokuşmuş şeytan ve tağut düzenlarine karşı
patlaması gereken bir volkan gibi patladı. Çünkü insan insani değerlerle özgürce bağımsız ve adalet çerçevesi içerisinde huzurlu yaşamak
istemektedir. 17 yıllık kıyamın miting sıloganları hep aynı ‘’ İstiklal Azadi Cumhuriyi İslami’’ Özgürlük bağımsız ve islam cumhiriyeti
olmuştur.

3 - Halk Haraketi; İran İslam İnkılabı bir askeri, Siyasi ve brokrasi devrimi değildir. Bu İnkılap otuzaltı milyon halk tarafından tam 17 yıllık
bir oluşumla gerçekleşen ve uğrunda yüzbinlerce erkek, kadın, çocuk ve yaşlı şehid verilerek bir halk haraketiyle gerçekleşen İnkılapdır.
Bu inkılabın özelliği İmam Humeyni (r.a)in önderliğinde rabbani alimlerin Allah’ın rızası doğrultusunda yaptıkları doğru tebligatla halkın
örgütlenmelerini sağlamışlardır. Bu örgütlenme neticesinde halk bilinçlendirilmiş ve sağlam oragnizelerle tağut saltanatı yıkmak için
ayaklanmalar başlatılmıştır. 1962 yılında başlayan kıvılcımlar zamanla büyük halk kitlelerinin kıyamına dönüşerek 1979 yılında gerçek islam
inkılabıyla son bulmuştur. Bu İnkılab sadece şia’yı bağlayan bir inkılap olmamıştır. Müslüman halkların taban kesimleri itikatı düşünce
anlamda bu inkılabı benimseyerek etrafında birleşmişlerdir. Neticede 34 yıl sonra orta doğu ve kuzey afrikada Abd ve siyonist destekli
diktatörlere karşı gerçekleşen halk inkılapları İran islam cumhuriyetinden esinlediklerini görmek pekte zor değildir.

4 - İslam İnkılabı; Dünyanın bir çok yerinde çeşitli devrimler gerçekleştirilmiştir. dolayısıyla bunların hedefi mukaddes ve tabanı halk
destekli olmadığından dolayı kalıcılığı olmamıştır. Ve zaman içerisinde kayıp olup gitmişleridr. İran İslam İnkılabı mukaddes amaçlı tabanı
halk destekli olduğundan her yıl dahada görkemli bir hal almaktadır. Çünkü İmam Humeyni (r.a)’in gerçekleştirmek istediği inkılabın İlahi
olduğunu halk kabul etmiştir. dolayısıyla tek bir sılogan ile yola çıkıldı. ‘’ Allah’u Ekber’’ ‘’ İstiklal azadi cumhuriyi islami, Ne Ğerbi ne Şergi

Cumhuriyi İslami’’ bağımsız ve özgürlük yanlız islam cuhiriyeti Ne batı ne doğu yanlız islam cumhuriyeti, Ne batı, yani ne Abd endeksli
batı emperyalizmin kokuşmuş seküler ve liberal sömürü sistemi, Ne doğu,yani Sovyetlerbirliği endeksli markisiszm ve kominizm sistemini
istiyoruz, yanlız İslam cuhiriyeti istiyoruz, halk bunu istedi ve bu inkılap bu sılogan üzerine gerçekleşti. İslam İnkılabı, doğrudur İran da
gerçekleşti ama bu İnkılap evrenseldir. Çünkü dünyadaki halklar tabanında bütün müslümanların büyük bir kesiminden Sünnüsiyle Şiasıyla
benimsenmektedir.Ve müslüman olmayan ama dünya zalim ve emperyalistlerin zülmüyle inleyen mazlum halklar İslam İnkılabının dünya
emperyalist ve Siyonist çetelerin karşısında gösterdiği direnişden esinlenerek onurlu yaşamlarının senbolu olarak benimsemişlerdir.

İmam Humeyni (r.a) Allah’ın İnsanlığa bir hediyesidir Ve Bir Lutfudur

İmam Humeyni (r.a) İslam İnkılabıyla gaflet uykusunda uyuyan dev bir ümmeti dört ana temelle gafletten uyandırdı.

1 - İslam Ve Kur’an Devleti; İmam Humeyni (r.a) Ümmetin susadığı islam ve kur’an’ın hakikatını sosyal hayata sundu. Asırlarca din
ile siyaseti birbirinden koparıp ümmetin hayatını yozlaştırdılar.İslam cumhuriyeti tağutun siyasi liderlerine büyük bir tokat vurarak din
ile siyasetin birbirinden kopmaz bir parça olduğunu ispat etti. İmam Humeyni (r.a) Kur’an anayasasıyla İslam devletini kurarak bütün
müslümanlara seslendi ey ümmeti Resulullah (s.a.a) gelin hep beraber kardeşce hangi mezhepten ve ırktan olursak olalım bu Kur’an bayrağı
altında onurlu, izzetli ve temiz bir hayatı paylaşarak yaşayalım, zalimlere, bu temiz hayatta yer vermeyelim, zalimler bizlerin maddi ve
manevi değerlerini sömürüp götürmesinler. Müslümanlar kendi kaynaklarını kendileri kullansın, İslamın bize sunduğu kerametle gelişelim,
emperyalistlerin karşısında boynumuzu büküp onlardan kurtuluş beklemeyelim. Emperyalist ve onların uşaklığını yapan başımızdaki fasık
siyasi liderlerden kurtulalım ve kendi geleceyimizi Kur’an ve İslam’ın güzellikleriyle kuralım. Gelin Velayeti Fakih devletinin gölgesinde hakkı
sahibine teslim edelim, halkların tabanında kabul gören bu çağrı malesef ki tağutun siyasi fasık liderleri tarafından adeta düşman ilan edildi.

2- Ümmet’in Vahdeti; İmam Humeyni (r.a) Asırlarca birbirlerini tanımayan müslümanları birbirine tanıttı. Dünya adeta kapalıydı.
Müslümanlar birbirlerine adeta yabancıydılar, ne Sünnü Şia’yı nede Şia Sünnü’yü tanıyordu. İslam inkılabının bereketiyle bütün müslüman
guruplar dini kardeş olduklarını anlayarak aralarında vahdet oluşturdular. Ve bugün müslümanlar birbirlerinden iftihar etmektedirler.
Müslümanlar başta kendi başlarına musallat olan facir ve fasık liderlere ve büyük şeytan Abd ve Siyonist çetesinin başını çektiği emperyalist
zorbalara karşı omuz omuza kıyam ederek mücadele etmektedirler. bu İmam Humeyni (r.a) ve İslam İnkılabının getirisinin azametidir.

3- Mazlumun Zalime Direnişi; İmam Humeyni (r.a) Gerçekleştirdiği İslam İnkılabıyla sadece İslam ümmetine bir ümit olmadı, belki bütün
dünya mazlumlarına ümit kaynağı oldu. Amerika dan Avusturalıya’ya, Afrika dan güney Amerikaya, orta doğudan uzak doğuya, bütün
batı coğrafıyasını kaplayan ve dünyanın her hücre köşesinde yaşayan bütün ezilmiş halklara ümit oldu. Her mazlum İmam Humeyni (r.a)’in
onurlu mücadelesinden ilham alarak zalime karşı hakkını aramayı öyrendi. Ve o ruhla mucadele etmektedir.

4- Dünya Müstekbirlerin ve Tağutların Çirkin Yüzlerini Tanıttı; İmam Humeyni (r.a) Gerçekleştirdiği İslam İnkılabıyla Allah’tan ve İnsani
değerlerden yoksun yaşayan ne kadar müstekbir kafir, zalim, facir, fasık insan görünümlü yaratıkları tanıttı. Ve insanların sarhoş ve
kokuşmuş beyinlerinden oluşturdukları şeytan ve tağut devletlerine karşı kıyam etmemizi öyretti. Bizler Abd’nin büyük şeytan oluşunu,
İngilterenin şeytanın ana karnı olduğunu ve Siyonist İsrail çetesini, sovyetler kominizmi, emperyal güçleri tanımıyorduk, bizler hiç birşeyi
tanımıyor ve bilmiyorduk, bu zalimlerin çirkef yüzlerini İmam Humeyni ile tanıdık. Bizler Allah’ı, İslamı, Kur’an-ı, Nubüvveti, İmameti,
İnsani değerleri, Kardeşliği, Hakkı, Batılı onunla anladık. İmam Humeyni (r.a)’in güzel bir sözü vardır. Bizim neyimiz varsa Kerbela ve Aşura
dandır. Bende diyorum bizimde neyimiz varsa İmam Humeyni dendir. Çünkü kerbelanın ve aşuranın beyaz ve siyah sayfasını sen bize tanıtıp
öğrettin, İmam Huseyni (a.s) ve zamanın Huseynilerinide Yezidi ve zamanın Yezidilerinide sen bize öğrettin ve tanıttın. Ve biz seninle
kemale erdik ey İmam, aziz ruhun şad olsun.

Vesselamun Aleykum Varehmetullah-i Vabere katuh

Allahumme Accil Li Veliyyikel Ferec

Tevekkül EROL

Y A Z A R I N   D İ Ğ E R     Y A Z I L A R I

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder